Denktaş, İstanbul'a gelmişti... Sabri Paşa ile görüşmüşlerdi. (2001)
Sonra Ankara'ya geçti...
Yemekte buluşacaktık. Buluşma öncesi Sabri Paşa'yı aradık.
"Sizin sohbet nasıl geçti" diye.
***
Sabri Paşa, Denktaş'a
"sorular" sormuş.
* Siz, Kıbrıs'tan Sorumlu Bakan, Büyükelçi ve Kolordu Komutanı geçtiğimiz süreçte koordinasyon içinde çalıştınız mı?
* Kıbrıs'ta 3 ayrı kurumdan emekli maaşı alanlar var... Bu değirmene su mu dayanır?
***
Sabri Paşa
"bir şey daha var" demişti:
- Ben sordum, yanıt vermedi...
İstersen sen de sor... Ama yemekte nazik kaçmayabilir.
- Nedir soru?
- Dedim ki... Sayın Başkan herkes gibi siz de fanisiniz... Bir gün bu dünyaya veda edeceksiniz... Yedeğiniz var mı?.. Sayın Denktaş yanıt vermedi... Bu konu aslında Türk siyasetinin temel hastalığı.
***
Yemekte nazik kaçmazdı... Sormadık.
Ama
"bütün bunları" yazdık. (SABAH-15 Aralık 2001) Sabri Paşa da
"2 ciltlik anılarında" yer verdi.
Sonra... Denktaş ne mi dedi?
Şunları...
"Okudum... Teşekkür ederim... Kıbrıs'ta yemeğe beklerim."