Alıştık artık, siyasetçiler "birbirlerine her şeyi söylesinler."
Ama "tarihe mal olmuş şahsiyetleri" günlük siyasetin malzemesi haline getirmesinler.
Platform "bir tarih sempozyumu" olsa neyse...
Ama platform siyasi olunca "yakışmıyor."
***
"Ölüleri" rahat bırakalım.
Onları polemik konusu yapmayalım.
"Böyle şeyler" kimseye prim kazandırmaz.
***
"Yakın tarihten" tanığı olduğumuz bir olay.
Zonguldak Milletvekili Bülent Ecevit
"Genel Başkan İnönü'nün de bulunduğu toplantıda" kürsüye çıktı:
- Kapıkulu mu olacaksınız, özgür bireyler mi?
Yani
"kapıkulu olacaksanız, İnönü'nün peşinden gitmeye devam edin."
"Ama özgür bireyler iseniz, bana oy verin."
***
1. Genel Başkan İnönü
"Ecevit'i kürsüden indirmedi."
2. Onu
"disipline" göndermedi, partiden
"ihraç ettirmedi."
3. Ve Ecevit de
"İnönü'nün gözlerinin içine baka baka" aday oldu, Genel Başkanlığa seçildi.
***
Bugün, parti önemli değil,
"liderine böyle kafa tutacak" siyasetçi var mı?
Kafa tutmaya kalksa
"partide yaşatılır mı?"
İnönü, Adolf Hitler olsaydı, Ecevit Genel Başkan değil, olsa olsa sabun olurdu.