Bütün partiler, er ya da geç, günün birinde mutlaka "iç muhalefeti" tadacaklardır.
İster "tek başına iktidar" olsunlar.
İster "ana muhalefet" ya da "yavru muhalefet."
"Parti içi muhalefet bir siyaset gerçeğidir."
"Acıdır, hazmı güçtür" ama...
Akacak kan damarda, iç muhalefet de her zaman uslu uslu bir kenarda durmaz.

***
AK Parti de "iç muhalefetle tanıştı." "İç muhalifleri... Anayasa paketini delenleri" atsa atamaz, satsa satamaz.
"Disiplin işlemi" yapamaz.
Zira:
Anayasa oylamasında "grup kararı" alınamaz... Kimse "şu veya bu yönde oy vermeye" zorlanamaz.
Oylama gizli... "Kimin ne renk oy verdiği" saptanamaz.
***
Ortalıkta "isimler uçuşuyor."
İçlerinde "milliyetçi kökenden gelenler" de var.
Şu veya bu nedenle, "kırgın, küskün olduğundan" bahsedilenler de. İsim "çok."
Ancak "12-13 fire" arasında, kimlerin olduğunu "kesinlikle bilen yok."
***
"Bunlara... İsimleri ortalıkta dolaşanlara" uygulanacak en ağır müeyyide "2011'de aday yapmamak."
Ya da 2011'i beklemeden "bir punduna getirip, hesap sormak."
Noktayı şöyle koyalım:
Siyasetin heyecan katsayısı giderek artacak.