Adettendir, Çankaya'da "yeni yıl resepsiyonu" verilir.
Her yiğidin kendine göre bir yoğurt yiyişi olur.
Kimi Cumhurbaşkanı'nın daveti "eşsizdir."
Kimi Cumhurbaşkanı'nın "eşli."
Kimi Cumhurbaşkanı "birkaç davet" verir.
Siyasilere ayrı, askerlere ayrı, yargıya ayrı, sanatçılara ayrı, iş dünyasına ayrı.
Kimi Cumhurbaşkanı "tek davetle" yetinir.
***
Cumhurbaşkanı Gül 2010'a girişte
"ne yapacak?"
"Kendi takdirleridir."
***
Abdullah Gül'ün yeni yıl resepsiyonu
"iç barışa, diyaloğa, yumuşamaya" giden bir fotoğraf sergilemeli.
Davet
"Ankara'daki aktörlerle" sınırlı kalmamalı.
"Bütün yurdu" kucaklamalı.
***
İktidarıyla, muhalefetiyle...
Yargısıyla, askeriyle...
Hakkâri'den Edirne'ye kadar
"sivil toplum örgütü" temsilcileriyle...
Kadınıyla, erkeğiyle...
Herkes
"Köşk'te buluşabilmeli."
Sayı bin olabilir... Bini geçebilir.
Hiç önemli değil.
Unutmadan söyleyelim
"Batı, böyle yapıyor."
Ve bizim
"özellikle de bu ortamda" böyle bir
görüntüyebuluşmaya ihtiyacımız var.