ÖRNEK-1
Meclis "Atatürk'ün meclisi."
Konuşulan konu "önemli mi önemli."
Hatta "gizli."
Onun içindir ki TBMM "gizli oturum" yapıyor.
Ve gizli oturumda "Ankara Milletvekili Gazi Mustafa Kemal Paşa" kürsüye çıkıyor.
***
"Olayı" Meclis'in
"gizli görüşme tutanaklarından" aktaracağız.
Tarih 20 Kasım 1922."
Mustafa Kemal Paşa, uzun konuşmasının bir yerinde
"dalkavuklardan" bahsediyor.
"Dalkavuklar" derken
"adres vermiyor, hedef göstermiyor, nokta atışı yapmıyor."
Laf
"ortaya."
***
Mersin Milletvekili Salahaddin Bey ayağa kalkıyor:
- Kimdir dalkavuk olan?.. O sözü geri almalarını teklif ediyorum.
Meclis Başkanı, Mustafa Kemal Paşa'ya
"uyarıda" bulunuyor:
- Paşa hazretleri... Bu sözden kimseyi kastetmediğinizi lütfen beyan buyurunuz.
***
"Gizli oturum tutanaklarını" okumaya devam edelim...
Gazi Mustafa Kemal Paşa:
- Evet, bir kimseyi kastetmiyorum... Dalkavuk olanları kastettim.
Sinop Milletvekili Hakkı Hami Bey:
- Paşa Hazretleri... Burada dalkavuk yoktur... (Sözlerinizi) İade ediyorum.
Meclis Başkanı:
- Ben Meclis Reisi olmak sıfatıyla bütün milletvekillerini bundan (dalkavuk sıfatından) tenzih ederim.
***
Tekrarlayalım
"Meclis, Atatürk'ün meclisi."
Öfkeyle, ağzından kaçan bir sözü
"düzeltmesi... Geri alması istenen kişi" Gazi Mustafa Kemal Paşa.
Ve
"Paşa" direnmiyor.
"İnadım inat" demiyor.
Sözünü
"düzeltiyor", konuşmasına devam ediyor.
"Doğrusunu" yapıyor,
"büyüklüğünü" gösteriyor.