Bozkır, bozkır, bozkır. Saatlerce, kilometrelerce bozkır. Uçsuz bucaksız bozkır.
Geçtiğimiz yerleşim yerleri "Amerikan kovboy filmlerindeki kasabalar" gibi.
Ve uzun bir yolculuktan sonra "Gegentala Bozkırı"na ulaştık.
***
Burada
"çadırlardan oluşan bir yerleşim birimi" var.
Yılda
"sadece iki ay" açık. Zira bölge
"yüksek... Kışları karla kaplı."
***
Moğol giysili kadınlar.
At sırtında adamlar.
"Çobanlardan kurulu gösteri ekibi" bile var.
Nereye baksanız
"sürüler... Atlar... Çobanlar."
"Sütün en tazesi" burada,
"kaşmirin en güzeli" burada.
***
Moğol örf, adet ve gelenekleri sürüyor.
Farklı etnik gruplara, değişik dinlere mensup insanlar yan yana.
Türk olduğumuzu duyan, büyük bir sıcaklık gösteriyor.
***
Etraf Amerikalı, Japon, Alman, İngiliz
"turist kaynıyor."
Ancak
"en büyük ilgi bize."
Bozkırdaki Moğol çoban diyor ki:
- Siz, İpek Yolu'ndan, Anadolu'ya gittiniz... Biz burada kaldık... Bizi görmeye mi geldiniz?.. Hoş geldiniz.