12 Eylül 1980 döneminde "Mamak'a" gitmiştik.
O zaman Mamak'a girmek "büyük olaydı."
"Yukarıdan" izin gerekiyordu.
Milli Güvenlik Konseyi'nden, Sıkıyönetim idaresinden.
***
Sağcılar da Mamak'a "tıkılmıştı", solcular da.
"O dönem Mamak" romanlara konu oldu... Tabii "yıllar sonra."
"İşkence hikâyeleri" hâlâ anlatılır.
***
Mamak'ta "bağırınca yeri göğü inleten"
bir cezaevi komutanı vardı.
Onunla konuşmuştuk.
Albay bizi "gezdirmişti."
"Koğuşlara" girmiş, cezaevinin "çatısına bile" çıkmıştık.
***
Adım başı "nöbetçi kulübesi" vardı.
Ayrıca "yukarıda... Duvarların üstünde" köpekler dolaşıyordu.
Bir ara dedik ki:
- Buradan kuş bile uçamaz... Ama bazen firar oluyor... Böyle sıkı korunan bir yerden bir insan nasıl kaçabilir?
***
Albay şu yanıtı vermişti:
- Eğer bizden (görevdeki rütbelilerden) biri yardım etmezse buradan kimse kaçamaz... Bizden biri işin içindedir... Adama üniforma giydirir... Cipe bindirir... Elini kolunu sallaya sallaya dışarı çıkarır.
***
Cezaevi müdürü "bunu yazmayın" demişti.
"Mamak gözlemlerimizi" yazmıştık.
Ancak, albayın "yazmayın" dediklerini yazmamıştık.
***
Dün emekli Org. Hilmi Özkök'le konuşurken "bu olayı" anlattık.
Ve sonra da sorduk:
* Bazı yerlerde bombalar silahlar bulunuyor.
* Şu veya bu evde... Bazen toprağın altında.
* Karargâhtan silah çıkarmak bu kadar kolay mı?
* Kim, nasıl ve ne zaman çıkarmış?
***
Hilmi Özkök:
* Yorum yapmak istemiyorum.
* Emekliyim..: Elimde yeterli bilgi olmadan bir şey söyleyemem.
* Ama kamuoyu bu konuda bir açıklama bekliyor.
* Genelkurmay Başkanı'nın basın toplantısında gündeme gelebilir.
* Gündeme gelmese bile gazeteciler sorarlar.
***
Sahi, seneler önce Mamak'tan bazı kişileri "kimler kaçırmıştı?"
Ve seneler sonra "lav silahlarını, el bombalarını" karargâhtan kimler çıkarıp, toprağın altına gömdüler?