Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Başbuğ farkı

Halkımız "askerini" sever, "hâkimine" güvenir.
O nedenledir ki;
Orduyu "peygamber ocağı" diye görür.
Hâkimi de "peygamber postunda oturan kişi" diye.
Toplumun bu bakış açısı askerin de, yargının da omuzuna "ağır bir sorumluluk" yüklüyor.

***
Org. İlker Başbuğ dün oturduğu koltuğun ağırlığını taşıyan bir "devlet adamı" tavrı sergiledi.
Böyle bir süreçte, ordunun başında böyle bir "kişiliğin" olması Türkiye için büyük şans.

***
Komutan dün sanki "öğretmendi."
Konuşması da sanki "ders."
"İçeriye" de mesaj vardı, "dışarıya" da.
"Askerin kendi içine" de.
"Siyasete" de, diğer çevrelere de.
Mesajdaki vurgular ise "herkesin saygı duyacağı, kimsenin itiraz edemeyeceği" kavramlar:
"Demokrasi" gibi.
"Hukukun üstünlüğü" gibi.
"İnsan hak ve özgürlükleri" gibi.
"Sivil toplum örgütlenmesi" gibi.

***
Günümüzde "kodu mu oturtan" komutan özlemleri de var...
Kodu mu oturtacak olan komutana "vur vur inlesin" diye tempo tutmaya hazır olanlar da.
"Dünü" unutmayalım.
Kenan Evren'e "Paşam, ne duruyorsunuz, darbe yapın" diyenler olmadı mı?

***
Org. Başbuğ ise "içinden çıktığı halka saygılı, siyaset kurumuna saygılı, halkın iradesine saygılı, diyaloğa açık, kucaklayıcı" bir profil sergiledi.
Hem de "ne kucaklama."
"Dağı taşı, uçan kuşu" bile kucakladı.

***
Aşık Veysel der ki:
"Kürt'ü Türk'ü ve Çerkez'i
Hep Adem'in oğlu kızı,
Beraberce şehit gazi,
Yanlış var ve neresi?"
Org. Başbuğ'un konuşması "Veysel'in şiirini" aklımıza getirdi.

***
Bugün İlker Başbuğ'un şahsında "maksadı bağcıyı dövmek değil üzüm yemek olan" bir ocağa sahibiz... Peygamber ocağına.
Teşekkürler İlker Paşa.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA