Dr. Asım Güzelbey 2004'te "aman beni Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı yapın" diye kimsenin kapısını çalmadı.
Araya adam koymadı, kimselere yalvarmadı.
"ANAP döneminden" tanırız.
ANAP'ın "Gaziantep İl Başkanı'ydı."
Şehrin göbeğinde "koskoca bir muayenehanesi" vardı.
Sonra muayenehaneyi "kilitledi."
Sani Kınıkoğlu Hastanesi'ne "Başhekim" oldu.

***
Eşi Derya Hanım'ı da tanırız.
Gaziantep'in "sivil toplum önderlerinden."
"Gıda Bankası" kurdu.
Kocasının "eski muayenehanesini" bankanın "merkezi" yaptı.
"Eski fuar alanında" banka için büyükçe bir yer buldu.
Zamanla "orası yetmedi."
"Bankayı" 100'üncü Yıl Parkı'na taşıdı.

***
Derya Güzelbey "zenginden alıyor."
"Zorla" değil, gönüllü.
"Makarna fabrikası" makarna gönderiyor.
"Peynir üreticisi" peynir.
Kimi hayırsever "et" yolluyor, kimi "ayakkabı", kimi "defter kalem."
Kimi "yeni eşya" veriyor, kimi de "eski eşyasını, eski giyim kuşamını."

***
Derya Hanım zenginden aldığını "fakire dağıtıyor." Kime, ne vereceğini "parti örgütü" belirlemiyor.
"Muhtarlar" belirliyor.
Mahallelerin "büyükleri" belirliyorlar.
"Devletin resmi görevlileri" devreye giriyorlar.

***
Derya Güzelbey koskoca şehrin "annesi."
Fakiri "doyuruyor", fakirin "çocuğunu okutuyor."
Sürekli "cebinden harcıyor."
Ve bunun "reklamını" hiç, ama hiç yapmıyor.
Tıpkı Konya'daki "Gençleri Evlendirme ve Mehir Vakfı" gibi.

***
Bu arada "kısa bir not."
Pazar günü "Konya'daki vakfı" yazmıştık.
Dün Vakıf Başkanı Mustafa Özdemir aradı:
* Yazınız üzerine yurtiçinden ve dışından telefon yağıyor... Herkes yardım yapmak istiyor.
* Gazeteler, TV'ler, dergiler röportaj yapmak için arıyorlar.
* Verdiğiniz destek bize büyük bir sorumluluk yükledi... Artık daha çok çalışacağız.