12 Eylül 1980'de ihtilal oldu.
Savcı "MHP iddianamesi" yazmaya koyuldu. Nisan 1981'de iddianame tamamlandı. 521 sayfaydı. 564 sanık vardı.
***
Sonra "50 sayfalık ek iddianame" geldi.
Sanık sayısı "738'e" yükseldi.
Savcı "iddianameyi okumaya" başladı.
"Sanıklardan, MHP senatörü Niyazi Ünsal'ın bazı eylemleri olmuştur" derken...
Alparslan Türkeş ayağa kalktı:
- Affedersiniz ama... Niyazi Ünsal MHP değil, CHP senatörü idi... Zaten sanık olarak burada da yok.
***
İddianameye "binlerce de belge" eklenmişti. Onlar da "mahkemenin huzuruna" getirildi.
Belgelerden biri "parti üst yönetiminden Yaşar Okuyan'ın masasında bulunan bir nottu."
Notun altındaki imza "MHP-Adapazarı İl Başkanı'na" aitti.
Ve not "aynen" şöyleydi:
***
Sayın Yaşar Okuyan.
Ülkemizde bazı maddelerin yokluğu yüksek malumunuzdur.
Bunlar arasında margarin de bulunmaktadır.
Ben toptan gıda işiyle uğraşıyorum.
Size 18'er kiloluk, iki teneke Vita yağı gönderiyorum.
Birini evinize götürmenizi, diğer tenekeyi ise sayın başbuğumuz Alparslan Türkeş'e vermenizi saygılarımla arz ederim.
***
Dün "dünde kaldı."
"Bugün" başka bir gün.
MHP davası "farklıydı", Ergenekon ise "çok farklı."
"Konuyu" şunun için zaman tünelinden bugüne taşıdık:
İddianamede "sayfa sayısı" arttıkça...
"Olay" dağılıyor.
Ve "işin özü" kayboluyor.