Bir toplantıda Erdal İnönü konuşmacı.
Kürsüye önce "toplantı yönetmeni" çıkmış. İnönü'nün "özgeçmişini" okumuş:
- 6 Haziran 1926'da İsmet İnönü'nün oğlu olarak doğdu.........
Daha sonra İnönü kürsüye davet edilmiş.
Erdal bey "önce bir düzeltme yapmak istiyorum" diye söze başlamış.
- 6 Haziran 1926' da İsmet İnönü'nün oğlu olarak doğduğum söylendi... Oysa ki ben 6 Haziran 1926'da İsmet İnönü ve Mevhibe İnönü'nün oğlu olarak doğdum.
Salon kahkahaya boğulmuş.
Erdal İnönü devam etmiş:
- Zaten doğrusu da budur.
Bir kahkaha daha.
***
Erdal bey kitabında diyor ki:
- Espri yapmak, şaka yapmak, ölçüyü aşmamak kaydıyla insanları birbirine yaklaştırır.
***
Erdal İnönü ile Turgut Özal, birbirlerinin siyasi rakipleriydi.
Birbirlerine çatıyorlardı.
Erdal bey kitabında "siyasi rekabetten" bahsederken şunları söylüyor:
- ANAP lideriyle birbirimize yönelttiğimiz suçlamalar kırıcı ve yaralayıcı olmaktan çok alaycı tonlardaydı. (İkinci kitap Sayfa 432)
Özal bir gün "İnönü'yü ve partisini" kastederek demiş ki:
- Bıraktığımız yerde otluyorlar, biraz iğneleyince anneee diye bağırdılar.
İnönü'nün tepkisi:
- Kaybetmekten korktuğu için böyle konuşuyor... Ama korkunun ecele faydası yoktur... Batırmak istediği iğne kırıldı.
***
Günümüzde parti liderlerinden biri çıkıp da diğeri için "bıraktığımız yerde otluyorlar" diye ağzından bir söz kaçırıverse... Gerisini düşünmek bile istemiyoruz...
"Siyasi deprem" mi olur, yoksa kafa göz mü yarılır?