Nilüfer hanım, ne diyorsunuz" dedik.
Celal Bayar'ın kızı Nilüfer Gürsoy "hepsi doğru" diye söze başladı:
- Daha neler var, neler?.. İşkenceler, hakaretler, sille tokatlar.
***
Nilüfer hanım 85 yaşında.
"O günleri" daha dün imişçesine yaşıyor.
Örneğin...
Babamın avukatlarından biri Gültekin Başak'tı.
Bir gün hava çok kötü imiş, avukatlar Yassıada'ya gidememişler.
Sadece babamın avukatı Gültekin bey motorla ve güçlükle geçebilmiş.
Yassıada'da, koridorda Adnan beyle karşılaşmış.
Babamla Menderes' in hücreleri yan yana.
Adnan bey, Gültekin beye sormuş:
- Sayın avukat beyefendi... Benim avukatım nerede?.. Gelmediler mi?
Adnan beyin, avukatla konuştuğunu bir nöbetçi görmüş.
Ve "gir hücrene" diyerek, Adnan beye tokatı patlatmış.
***
Avukat Gültekin Başak "tanığı olduğu olayı" Bayar'a anlatmamış.
Bayar "avukat bey çok heyecanlısınız, bir şey mi oldu" diye ısrar etmiş ama...
Avukat "susmuş."
Daha sonra Bayar asılmayıp da Kayseri cezaevine nakledilince...
Bir gün ziyaretine gelen avukatına sormuş:
- Gültekin bey, Yassıada' da o gün ne olmuştu da siz aşırı bir heyecana kapılmıştınız? Efendim gözümün önünde Menderes tokatlanmıştı.
***
Nilüfer Gürsoy:
- Babam bunları bize pek anlatmazdı... Ama yine de ucundan kıyısından öğrenirdik... Yassıada' nın ilk günlerinde tahtakurulu yatakta yatırmışlar... Bu da işkencenin bir parçası.
***
Nilüfer hanım "anlatacak daha o kadar çok şey var ki" diye devam etti:
- Hangisinden başlasam bilmem ki?.. Mesela Fatin Rüştü Zorlu' nun (idam edilen eski Dışişleri Bakanı) dövülmesi olayı... Anlatayım mı?
"Kalsın" dedik:
- Yeter Nilüfer hanım... O günlere dönüp sizi bir kez daha üzmeyelim.
***
Ve son...
Nilüfer hanımın annesi Reşide Bayar İstanbul'dan trene biner.
Ankara üzerinden Kayseri'ye, gidecektir.
Kayseri cezaevinde yatan kocası Celal Bayar'ı ziyarete.
Yassıada, yargılanma, hakaretler Reşide hanımı öyle üzmüştür ki...
Tren İzmit'e varınca, yorgun kalbi duruverir.