Bakan Osman Pepe'nin önünde "bir klasör dolusu evrak" var. Mahkeme kararları.
Kaymakamlığın yazıları.
Belediye ile yazışmalar.
Bilirkişi raporları.
Osman Pepe:
- İstanbul'da bu çeşit işlerle boğuşmak kolay değil... İstanbul'da dükalıklar kurmuşlar.
***
- Sayın Pepe, görüyoruz ki sizin bazı adamlarınız da bu işlere bulaşmışlar... Bakanlığın elemanları.
- Bakanlığa başlar başlamaz gördüm ki 2 adamımız bulaşmış... Daha işe başlar başlamaz tuttum kulaklarından attım... 2003'ün başında.
***
Osman Pepe:
- Adamı görevden alıp yerine yenisini atıyorum... Devir teslim yapıp, görevi terkedecek... İşte o sırada bile önemli evrakı sümen altında tutuyor... İtiraz süresi geçsin diye... Olacak şey mi bu?.. Tuttum hemen kulağından... Şimdi adam mal mülk sahibi.
***
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe İstanbul'a "yeni başmüdür atarken" demiş ki:
- Sayın başmüdür eğer bu işlerin üstüne gitmezsen, eğer göz yumarsan gözüme hiç görünme... Vallahi tutar kulağından atarım... Hiç kusura bakma.
***
Bir süre önce Osman Pepe ile İstanbul üzerinde "helikopterle tur atmıştık."
Sonra Gelibolu'ya geçmiştik.
Bakan İstanbul'da "yeşilliklerin ortasındaki yapılaşmaya bakıp" acı acı gülmüştü.
Ve helikopterdeki bir üst bürokratın kulağına "birşeyler" söylemiş, "talimatlar vermişti."
Şimdi anlaşılıyor "ne talimatı" olduğu.