Süleyman Demirel "her şey iyisiyle kötüsüyle yönetimden sorulur" dedi ve...
Sözü Hazreti Ömer'e getirdi:
- Fırat kıyısında kaybolan kuzunun hesabının Halife Ömer'den sorulduğu gibi.
***
Demirel'de "Hazreti Ömer'le ilgili hikaye" çok.
Örneğin...
Hazreti Ömer bir gece Mekke sokaklarında tek başına dolaşıyormuş.
Bir evin kapısı açıkmış.
İçerideki sesler yoldan duyuluyormuş.
Evde bir kadın beddua üstüne beddua yağdırıyormuş:
- Allah bu emiri kahretsin... Böyle emir olmaz olsun.
Hazreti Ömer kapıyı çalmış.
Kadın kapıya gelmiş.
- Ey bacım neden emire beddua edip duruyorsun?
- Çocuklarım aç da ondan.
- İyi de emir ne bilsin çocuklarının aç olduğunu?
- Eğer bilmiyorsa ne diye emir olmuş?