Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe ile "Bakanlıkta" buluştuk.
Haritayı serdi.
Ve başladı anlatmaya:
*Olağanüstü hava şartları... 50 derecenin üstüne çıkan hava sıcaklığı.
*Düşük nem.
*Ve rüzgar... 3'ü birleşti.
*Yıllardır bütün uyarılara rağmen köylü maalesef anız yakmaya devam ediyor... Ateş oradan ormana sıçrıyor.
*Bağbozumu mevsimi... Bahçede, tarlada temizlik yapılıyor... Sonra biriken otlar yakılıyor.
*Bahar çok yağışlı geçti... Otlar fışkırdı... Orman alt yollarının kenarları kuru otlarla dolu... Her an tutuşmaya hazır.
*Ve bir kıvılcım yetiyor.

***
Osman Pepe:
-Tabii piknikçilerden kaynaklanan da var. İhmal, vurdumduymazlık... Piknikte çay pişirirken yangına sebep oluyor.

***
Devlet orman yangınlarıyla ilgili istatistik tutuyor.
1937'den bu yana, gün gün, orman yangını istatistiği.
Görülüyor ki "Cumartesi, pazar orman yangını artıyor."
Geçen cumartesi "38 yerde yangın çıkmış."
Pazar "45."
Hafta içinde sayı düşüyor.

***
Konuşmanın bir yerinde Bakan Pepe "ne oldu bize" diye sordu.
Ve kendisini hayli şaşırtan bir gözlemini anlattı:
-Orman yanıyor, vatandaş yangın söndürmeye koşmuyor... Kahvede tavlaya, damaya, okey oynamaya devam ediyor... "Nasıl olsa maaşlı adamlar var, onlar söndürsün" diyor... İnanılmaz bir umursamazlık... Biz eskiden böyle miydik?