BAKAN olarak hiçbir konuya duygusal yaklaşmam.
Hiçbir kesime düşman hattı diye bakmam.
Karşımdakini batırayım demem.
Tek amacım var:
Çevre kalitesi korunsun.
***
Olay benim Bakanlığım döneminde ortaya çıkmış bir şey değil.
Balık çiftlikleri konusunun 20-25 yıllık geçmişi var.
Tarım Bakanlığı'ndan izin almışlar.
İş kuralsız yürümüş.
Bazen izin aldıkları alanın dışına çıkmışlar.
Bazen hiçbir zaman balık çiftliği olmaması gereken yere çiftlik kurmuşlar.
Bazen deniz dibi hareketleri, akıntılar hiç hesaba katılmamış.
Bazen de doğal ve arkeolojik alanlarda balık çiftlikleri cirit atmış.
***
Bakan olunca, bunları çağırdım.
Şöyle bir mazeretleri savunmaları oldu:
1. Şu kadar zamandır bu işi yapıyoruz.
2. Hayli üretimimiz var.
3. Kira veriyoruz. 4. Üretimin bir bölümünü ihraç ediyoruz.
5. Turizm sektörünün balık ihtiyacını karşılıyoruz.
***
Rakamlara baktım, toplam gelirleri 300 milyon dolar.
Ama sadece birkaç koyun turizm potansiyeli bu rakamın kat kat üstünde.
Kanun çıktı, artık her şey değişti.
***
Süresi dolanı, konu özel çevre alanı içine girdiğinden, uzatmadık.
Bundan böyle de uzatmayacağız.
Biliyorum, müthiş bir lobi var.
Ama herkes şunu bilsin:
Kararlıyız.