Güneydoğu'da görev yaparken ben de bir-iki bomba attırmıştım, diyen Emekli Korgeneral Altay Tokat hakkında açılan soruşturmalardan bir şey çıkmaz.
1. Zira bu işler "derin konulardır."
2. Çok kişi, Paşa'nın "bomba attırmasından" değil de "bunu söylemesinden" rahatsız olmuştur.
3. Altay Paşa "kral çıplak" deyivermiştir.

***
Kenan Evren Cumhurbaşkanı, Turgut Özal da Başbakan'dı.
PKK giderek dal, budak salıyordu.
İçişleri Bakanı (Mustafa Kalemli) ile Güneydoğu'ya gitmiştik.
Hakkari'de, Vali'nin makamında bir "brifing" verilmişti.
Odada OHAL Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Diyarbakır'daki Asayiş Bölge Komutanı olan Korgeneral, Hakkari Valisi, Hakkari'deki Tuğgeneral, Diyarbakır'dan gelen MİT Bölge Başkanı ve bir de biz vardık.

***
"Brifingde" uzun uzun anlatıldı ki:
1. PKK etkisiz hale getirilmiştir.
2. Bölge huzur içindedir.
3. Endişe edecek bir şey yoktur.
İşte bu sırada "Tuğgeneral" sesini yükseltti:
-Yalan!..

***
Asayiş Bölge Komutanı olan Korgeneral "sus" dercesine, Tuğgeneral'e "kaş göz işareti" yaptı.
Tuğgeneral "susmam komutanım" diye ayağa kalktı:
*Komutanım, burada Bakan'a yalan söyleniyor.
*Hiçbir şey sona ermedi.
*Mevsim kış, her yer kar, eşkıya mağaralara kapandı.
*Kar eriyince her şey eskisinden kötü olacak.

***
O Tuğgeneral, Altay Tokat'tı.
Gece Hakkari Orduevi'nde "Tuğgeneral'in konuğu olarak" kaldık.
Akşam yemeğinde Tuğgeneral'e "çok açık sözlüsünüz" diye takıldık.
Yanıtı dün gibi aklımızda:
-Herkes birbirini kandırıyor.

***
Şırnak'a da gitmiştik, Tunceli'ye de, Siirt'e de... Başka yerlere de.
Turizm Bakanı Atilla Koç o zaman Siirt'te valiydi.

***
"O gezide" unutmadıklarımızdan bir başka not...
"Bir yerde" brifing verecekti.
Odada "ANAP İl Başkanı" da vardı.
Tuğgeneral, bir ara Bakan'ın kulağına eğildi:
-İl Başkanınıza söyleyin, odadan çıksın.
İl Başkanı "çıkarıldı."
Ve "duvardaki haritanın" perdesi açıldı.

***
Brifingden sonra Paşa'ya yaklaştık:
-İl Başkanı'nı neden çıkardınız?
-Örgütle bağlantısı var.

***
Kimse bilmez o gezide helikopter pilotumuz "karla kaplı arazide" rotayı şaşırıp "sınır ötesine girmişti."
Günlerce dolaşıp, günlerce yazmıştık.
Sonra "Çankaya-Başbakanlık-Genelkurmay zirvesinde" bir karar alınmış, havalar düzelince "medyanın önde gelenleri için" bir Güneydoğu turu düzenlenmişti.
Sonra aradan yıllar geçmişti.
Altay Paşa ile "Diyarbakır'da karşılaştık."
Artık "Korgeneral'di."
Ama "eskisi gibiydi..."

***
"Bir şeyi daha" eklemekte yarar var.
"O bölgede, o şartlarda" görev yapanların bir kısmının "kimyası, psikolojisi, dengesi" bozuluyor. Aslında daha yazılacak çok şey var ama...