Sayın Demirel... TSK... İç Hizmet Kanunu... Madde 35... Koruma ve kollama... Ve siz diyorsunuz ki, olmaz.
- Dediğim şu: Anayasa'yı ortadan kaldırarak, halkın seçtiği Meclis'i kapatarak, Anayasa ile tarif edilmiş Cumhuriyet'i korumak ve kollamak terstir... İzah edilemez.
MİLLİ İRADE
Süleyman Demirel:
- Ortadan kaldırdığınız kurum, millet hakimiyetinin tecelli ve temerküz ettiği TBMM'dir... Tecelli ve temerküz, büyük Atatürk'ün ifadeleri... Yani millet iradesi orada merkezileşiyor... Orada meydana çıkıyor.
GAZİ MECLİS
Söz Meclis'ten açılınca Demirel'in dilinin bağı tamamen çözülüyor:
- TBMM bir Gazi Meclis'tir... Bir İstiklal Harbi çıkarmıştır... Bir destan yazmıştır... Çılgın Türkler, o destanın hikayesidir... Destanın içinde anahtar kurum TBMM'dir.
Demirel "gelelim şimdi işin püf noktasına" diyor:
- Koruma ve kollama... Aslında Anayasa'yı, devleti, Cumhuriyet'i, kurulu düzeni koruma ve kollama, güvenlik kuvvetlerinin işidir... Meşru güvenlik kuvvetleri bu görevi tam olarak yerine getiremezse, o zaman paramiliter bir takım şeylerin... Gizli, açık... Meşru temeli olmayan... Kontrolü de mümkün olmayan grupların teşekkül etmesi söz konusudur.
DERİN DEVLET Mİ?
Hemen "araya" giriyoruz:
- Derin devleti mi kastediyorsunuz? Demirel "duymuyor."
"Notlarını" karıştırıyor. Bu mülakatın öncesinde Süleyman bey "günlerce çalışmış."
Notları oldukça kabarık.
- Sayın Demirel... Bazı gruplar teşekkül eder dediniz.
- Evet... Nitekim bunlar Türkiye'de görülmüştür... Benim anlatmak istediğim şey, istikrarın yararı.
ÖNEMLİ NOTLAR
Demirel:
- Yani koruyor, kolluyorum derken, haklı, haksız bakmadan birçok şeyi ortadan kaldırırsanız... Onun meydana getirdiği zararları kim karşılayacak?.. Bazı şeylerin altını özellikle çiziyorum... Bunlar, ülkenin geleceği bakımından fevkalade önemli.
DEMOKRASİ TARİFİ
Demirel'in altını çizdiği noktalar:
* Koruma ve kollama ihtiyacı doğmuşsa, bu ihtiyaç asker ve polis meşru güçler tarafından nasıl karşılanacak?
* Direktifi siyasi irade verecek.
* Devletin silahlı güçleri, halkın göreve getirdiği meşru sivil idareden memnun değilse, öyle bir ülkede demokrasiden bahsedilemez.
* Demokrasinin tarifi, silahlı gücün sivil yönetimin emrinde olmasıdır.
SİVİL DİREKTİF
Demirel:
- Meclis'ten çıkmış bir hükümet var... Seçilmiş bir Cumhurbaşkanı var... Koruyor, kolluyorum diye bunların hepsini ortadan kaldırıyorsunuz.
Süleyman bey devam ediyor:
- Eğer koruma ve kollama ihtiyacı doğmuşsa, siyasi irade size direktif verecek: Şunları, şunları yapınız, bu görevi yerine getiriniz.
DEMOKRATİK DEĞER
Süleyman Demirel:
- Tartışılan budur... Yani silahlı kuvvetlerin bu işe kendiliğinden, resen karar vermesi... Türkiye'deki demokratik değer noksanlarından biri de budur.
AB DİYOR Kİ...
Demirel bir anda konuyu "AB'ye" çekiyor:
- AB olayında Batı bize ne diyor?
- Efendim, askeri müdahaleleri konuşuyorduk.
- Döneceğiz... AB olayında bize söylenenler şunlar:
* Nüfusunuz çok... Girdiğiniz zaman Avrupa'nın karar organlarında çok önemli yer alırsınız.
* Ekonominiz Avrupa'nın gerisinde.
* İnsan hakları ihlalleri var.
* Ve bütün bunlara ilaveten diyorlar ki: Rejiminiz ordunun etkisi altındadır.
