Üç arkadaşlar. Üçünün de yaşı "100'ün üzerinde." Çorum-İskilip'in Çatkara köyünden Ömer Küyük.
Eskişehir'in Hacıseyit mahallesinden Yakup Satar.
Ve Konya-Aydınlıkevler Mahallesi, Yapı Sitesi'nden Veysel Duran.
Onlar Konyalı Gazi Veysel Dede'nin deyimiyle "Mustafa Kemal Paşa emir virdi... Asker... Hedefin Akdeniz dedi... Düşmanı kattık önümüze... İzmir'e kadar kovaladık" diye anlatanlar.
ÖĞÜNMEYİ SEVMİYOR
- Eeee, Veysel Dede... Söyle bakalım.
Kızı Samiye hanım "Yavuz abi" dedi:
- Biliyon, İstiklal Harbi'ni anlatmayı pek sevmez... Biliyon, öğünmekten haz etmez.
AT ARABASI
Veysel Duran "mütevazı."
"Biz vazifemizi yaptık" diyor.
"At arabasıyla birlikte" askere gitmiş.
- Gündüzleri düşmanınan savaşır, gece arabayınan şehit taşırdım.
- Nerede?
- Kütahya taraflarında... Harp çok çetin geçti, çok.
ÇAMUR GİBİ
- Konya'dan çamur gibi kapkara tayın (ekmek) gelirdi... Açtık, susuzduk... Düşman yakıyordu, yıkıyordu... Mustafa Kemal Paşa dedi ki... Korkmayın... Korkmadık... Dedi ki, düşmanın hakkından gelin... Geldik... Amma çok şehit virdik.
ATATÜRK DENİLİNCE...
- Eeee gazi Dede... Daha, daha...
Torunu Hüseyin araya girdi:
- Yavuz abi, seni görünce dedem heyecanlandı.
Kızı Samiye hanım "hee" dedi:
- Heyecanından ağlıyıp, duru... Ayrıcanan, gururu, kibiri sevmiyi... Öğünmek istemiyi.
Dede biraz sakinleşince sakalını okşadık.
- Atatürk'ü gördün mü Dede?
"Atatürk" dememizle birlikte Gazi irkildi.
"Hee ya" diye yanıt verdi.
Gözlerinin içi güldü.
Eliyle "bir yerleri işaret eder" gibiydi.
Ve dudaklarından "İzmir" sözü çıktı.
İZMİR
Atatürk "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri" deyince...
Ordu, düşmanı kovalamaya başlamış. Veysel Duran da hemen "at arabasına" atlamış.
- Emmee... Arabada hayır galmadı ki... Savaş sırasında araba hurdaya döndü... Ben de arabayı orda bıraktım... Ata bindim... Süvari olarak kattım düşmanı önüme... Düşman gaçtı, biz kovaladık... Mustafa Kemal'inen İzmir'e vardık... Deniz, düşman şapkasıyla doluydu.
MANGALTEPE
- Mangaltepe var idi, bilin mi?.. Orada çok büyük savaş oldu... Virdiğimiz şehidin haddi, hesabı yok.
Dedenin gözü görüyor, eli tutuyor.
Ama ayakları tutmuyor.
Diz eklemlerinde kireçlenme var.
- Eee dede... Başka?
Dede "Atatürk" diyor.
"Bayrak" diyor.
Sonra ağlıyor... Ve susuyor.
Kızı Samiye hanım:
- Yavuz abi... Didim sana... Öğünmekten hoşlanmıyı... Utanıyı...
- Dede, utanacak bir şey yok... Sen bir kahramansın.
- Ben vazifemi yaptım... Atatürk emretti, ben savaştım... Ben Atatürk'ün neferiydim.