Yarın Eraslan Özkaya'nın "meslekte son günü." 1 Aralık'ta "yaş sınırından" emekli olacak... Ve 2 Aralık'ta "Yargıtay'ın yeni başkanlığı için" seçim yapılacak.
Yargıtay'daki ve üniversitedeki seçimler, bazen, "milletvekili seçimlerine bile rahmet okutuyor."
Bazı dekan ve rektör seçimlerini hatırlayınız.
"Ölçüsüz vaatler, rakibi karalamak için olmadık iftiralar" daha dün gibi akıllarda.
Yargıtay'daki "bazı seçimlerde de" öyle olmadı mı? Bir ara "8. Ceza Dairesi Başkanlığı" boşalmıştı da...
Aylarca tur üstüne tur atılmış, yine de başkan seçilememişti.
"Bağımsız yargı" hükümete başvurmuş, "TBMM yeni bir yasa yapsın" demişti.
Ve "yeni daire başkanı" ancak, yeni yasanın "zoruyla" seçilebilmişti.
Yargı açısından "yaralayıcı" bir süreç yaşanmıştı.
O süreçte, Yargıtay daire başkanlığı için "Fatih Ürek'e bile" oy verenler olmuştu.
"Pekala yaparım bu işi" bile demişti. Dileriz Yargıtay Başkanlığı seçiminde "yaralı yargı daha fazla yara almaz."
***
Sorun "Anayasa sorunu."
Bu Anayasa, bu haliyle kaldıkça, "rektör seçimlerinde aynı olaylar yaşanmaya devam edilecek."
Yüce yargının başkan seçiminde "akla gelebilecek faktör" rol oynayacak.
Çare "yeni Anayasa."
Ama "siviller" bugüne kadar, bu konuda "kendi göbeklerini hiç kendileri kesemediler."
***
Meclis'te (Adalet Komisyonu) günlerdir Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu (CMUK) konuşuluyor.
CMUK bugüne kadar pek çok değişikliğe uğradı.
Ama bu kez "ihtiyar yasa" bütünüyle yenileniyor.
Az, buz iş değil.
Müzakerelerde "uzlaşma kültürünün örneklerini" görüyoruz.
Bir maddeye "Bakan karşı çıkıyor."
Ama o madde "iktidar ve muhalefetin oylarıyla" kabul ediliyor.
Bazen bir konuda "muhalefet önerge veriyor."
Önergeye "Bakan da katılıyor."
Meclis'te "iktidar, muhalefet işbirliği"
ikinci kez "en üst noktaya" tırmanıyor.
Daha önce de "Türk Ceza Kanunu" değişirken "benzer bir uzlaşma" yaşanmıştı.
Konu "AB'ye uyum" olunca, değişik partilerdeki insanlar "uyumda buluşuveriyorlar."
***
Dün Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan'a dedik ki:
- İktidar, muhalefet... Meclis dışındaki muhalefet... Sivil toplum örgütleri... Bir araya gelseniz, siviller olarak ilk kez yeni bir Anayasa yapsanız.
***
Köksal Toptan bazı CHP'lilere, örneğin Kemal Anadol'a demiş ki:
"Bu Meclis göreve devam ederken, 150 kişilik yeni bir Meclis daha kuralım.
100 kişisini partiler aday göstersin. 50 kişi de kurumlardan gelsin... Adaletten, polisten, sivil toplum örgütlerinden, askerden, üniversiteden...
150 kişilik Meclis'in görevi yeni Anayasa yapmak olsun.
Yeni Anayasa, bizim Meclis'te de görüşülebilir veya buna gerek kalmadan da referanduma sunulabilir."
***
Köksal bey, 150 kişilik Meclis nerede toplanır?
- Sorun olmaz... TBMM'nin içinde yer bulunur.
- Ulus'taki "eski Meclis" de olabilir.
- Evet... Çok da anlamlı olur... Tabii bu konunun önce entelektüel boyutta tartışılması lazım.
***
Bu yazıyı "böyle bir tartışmanın başlaması bağlamında" yazdık.