Meclis'te (Adalet Komisyonu'nda) dün "fazla mesai" vardı. Komisyon Başkanı Köksal Toptan'la konuştuk.
"AB'nin son iki isteği kaldı" dedi:
- Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu (CMUK) ile Ceza İnfaz Kanunu... Takvim hızlı işleyecek.
- Ne kadar hızlı?
- Önümüzdeki hafta sonuna kadar CMUK'u bitirebiliriz... Sonra diğerini ele alırız... 17 Aralık'tan önce herşeyi sonuçlandırırız.
***
"Doktor krizi ne oldu" diye sorduk.
Şikayetçi veya şikayet edilen, adalete işi düşen kadının "muayene edilmesi gerekirse..."
- Hangi doktor muayene edecek?
Köksal Toptan:
- Tamamen kadının isteğine bağlı... Eğer kadın "beni bir kadın doktor muayene etsin" derse, mutlaka bir bayan hekim muayene edecek... Ama kadının böyle bir "şartı, talebi" olmazsa, sorun yok... O sırada hangi doktor varsa, kadın veya erkek, muayeneyi o yapacak.
***
- Ya telefonların dinlenmesi?
- Bazı hallerde mahkeme kararı ile telefon dinlenebilir... Kaçakçılık, uyuşturucu, organize suç ve benzeri olaylarda... Onların dışında mahkeme, telefon dinleme kararı veremez... Kimse kimseyi dinleyemez.
- Ya yine dinleyen olursa?
- Çok büyük suç... Ağır cezası var.
***
CMUK değişikliği "pekçok yenilik" getiriyor.
Örneğin, soruşturmanın her safhasında avukat bulunacak.
Örneğin, savcı isterse bütün soruşturmayı kendisi yapacak.
Yani "savcının yetkisi artacak."
Köksal Toptan:
- Doğrusu da bu... Hukuk devletine doğru ciddi bir adım daha atılacak... Yani "karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar" sözü artık sadece türkülerde kalacak.
***
CMUK'la ilgili düzenlemeye "karşı çıkan" çok.
Ama işin doğrusu "soruşturmanın her safhasında avukatın bulunması."
Ve "herşeyin savcının bilgisi dahilinde olması... Savcının yetkisinin artması."
"Hukuk devleti olmanın" gereği de bu.