Avanos'ta hava "30 derece." Mutlaka "klima" gerek. Edip Akbayram, evinin giriş katında kendine bir "mağara" oydurmuş. Orası "16 derece." Yaz, kış ısı aynı. İşte bu da "Kapadokya'nın doğal kliması." Akbayram'ın arayanı, soranı, geleni, gideni çok. Onlara "iki türlü ikramda" bulunuyor. Dışarısı cayır cayır yanarken "buz gibi mağarada şarap partisi." Akşama doğru ise...
- Derinkuyu'dan veya Kaymaklı'dan... Ihlara Vadisi'nden güneş batışını seyrederken, odun ateşinde sucuk ve şarap... Böyle güzellik olamaz.
***
Edip Akbayram "Kapadokya'yı adım adım biliyor." Gelenleri gezdiriyor. Sanki "profesyonel bir turist rehberi." Bu arada eşi "mozaik çalışmalarına" başlamış. Edip Akbayram da "çömlekçiliğe." Maşallah "ikisinin de eli yatkın."
Onlar "250 yıllık evlerinde" mutlular. "Çevreyle" kaynaşmışlar. Avanoslular "abi" demişler:
- Avanosspor'a yardım için konser versen. 12 bin nüfuslu Avanos'ta, konsere 6 bin kişi gelmiş. Ayten Akbayram:
- İstanbul'da eve üç misafir geliyordu, yorgunluktan yatağa düşüyordum... Burada 30 kişiyi ağırlıyorum, bana bir şey olmuyor.
Edip Akbayram:
- Burada stres yok.
Ayten Akbayram:
- Kapadokya'daki insanların Allah tarafından sanki sinirleri alınmış... Herkes sakin... Tabii bu bizi de sakinleştiriyor.
***
Yılların sanatçısı "bu ay çıkacak olan albümüne çalıştığını" söyledi. Albümünde okuyacağı parçalardan biri de "Hava nasıl oralarda?" Edip Akbayram bir yandan "parçanın adını" söylerken, bir yandan da "soruyu" yanıtlıyor:
- Hava güzel buralarda... Hava güzel Anadolu'da...
Edip Akbayram'ı bu "tozlu, topraklı yerlere" âşık eden nedir acaba? Anadolu'nun hâlâ bozulmamışlığı mı? Bakirliği mi? İnsan ilişkilerindeki yalansızlık, dolansızlık mı? Hortumculuğun, kapkaççılığın olmayışı mı? Galiba hepsi birden.
Vedalaşırken Akbayram diyor ki:
- İnanır mısın, burada hâlâ imece var... Biri ev mi yaptırıyor, herkes işin bir ucundan tutup, yardım ediyor.