Siyasetçiler zaman zaman etnik ve kültürel zenginliği, çeşitliliği anlatırken "Türkiye mozaiği" derler ya...
Bu mozaiği yakından görmek isteyen Düzce'ye gitsin. Gürcü, Boşnak, Arnavut, Kürt, Laz, Çerkez ve daha ne ararsanız var. Turgut Özal Düzce'yi gezmiş ve demiş ki:
- Burası, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler'i.

Düzceliler "yazmayı unutmayın, burada Manav da var" dediler. Manav denilince akla doğal olarak "sebze, meyve satıcısı" gelir.
Bir Düzceli "hayır" dedi: - Manav diye göçmenlere denir... Bulgaristan'dan, Yunanistan'dan gelenlere.


Gezince gördük ki Düzce'de Başbakan Erdoğan'ın hayli "yol arkadaşı" var.
Kimiyle "İmam Hatip yollarında" birlikte yürümüş. Kimiyle "siyaset yollarında."
Kimiyle "belediye yollarında." Tayyip bey, Başbakan olmadan önce Düzce'ye gelir Cumayeri, Gökyaka, Gümüşova'daki arkadaşlarını ziyaret edermiş. Gece "yatıya kaldığı" olurmuş. Sayın Başbakan.
Düzceli arkadaşlarınızın istekleri var: * Düzce'ye yatırım yapmak isteyen çok, fakat yatırımın önünde engel çok... Başbakan bu engelleri biliyor... Çözüm bekliyoruz.
* Özel İdare bütçesi takviye edilsin... Köy yollarımız yapılsın.
* Üniversite istiyoruz.


Düzce'de iki TV var. Öncü TV ile Düzce TV. Gider, gitmez bu iki TV'nin muhabirleri "çekime" başladılar:
- Yatırım sorunumuz... Köy yollarımız... Üniversitemiz... Ne diyorsunuz?
41 sivil toplum örgütünün yöneticileri toplanmışlar. "Sorunlarımızı Ankara'ya nasıl duyuralım" diye. Biri demiş ki "lastik yakalım." Diğeri demiş ki "İstanbul-Ankara yolunu trafiğe kapatalım."
Öncü Kolej'in sahibi Önder Tonyalı "durun bir dakika" demiş:
- Bunlar yanlış... Biz, doğru olanı yapalım.
Ve karar almışlar. Önce, Ankara'ya faks yağdıracaklar. Sorunları çözülmezse, miting yapacaklar. Yine çözülmezse, Düzce'den Ankara'ya yürüyecekler.