İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu "epeyce bilgi var" diye söze başladı... Ve "bilgi akışının sürdüğünü" belirtti... Ama "inceleme devam ediyordu." O nedenle de Bakan "daha fazla birşey" söyleyemiyordu.
"Fakat" dedi:
- Bir hususun altını çizmem gerekiyor... Suçlu kimse, cezasını çeker... Bir kişinin yaptığı yanlış, bir camiaya gölge düşürmez... Beşiktaş, tertemiz bir kulüptür... Ve kulübün de bu olaylarla uzaktan yakından ilgisi yoktur.

***
Abdülkadir Aksu "Beşiktaşlı."
Oğlu Murat Aksu, yapılacak kongrede "yönetim kuruluna aday."
Yani Bakan "Beşiktaşla ilgili."
Tabii bir de "Alaattin Çakıcı'nın sahte pasaportla kaçışı... Sahte pasaporta İtalyan vizesi alınması olayına Beşiktaşlı Sinan Engin'in karışması" konuları var.
Bunlar da Aksu'nun "Bakanlığıyla doğrudan ilgili."
O nedenle dün İçişleri Bakanı'na sorduk:
- Neler oluyor?

***
Abdülkadir Aksu:
- Gereken araştırma yapıldı ve konu DGM'ye intikal ettirildi... Elde hayli bilgi var... İncelemeler neticelenmiş değil.
- Bu işlere bulaşan yönetim kurulu üyesi var mı?
- Şu ana kadar böyle birşey tespit edilmedi.
- Sergen Yalçın konusu?
- Hayır, yok... Şu ana kadar Sergen'e uzanan bir bağlantı, bir bulaşıklık görünmüyor.

***
- Sayın Bakan... Polisin içinde köstebek var mı?
- Her konu, her ayrıntı, her bulgu titizlikle ele alınıyor... Çalışmalarımız sürüyor... Bu iş kime ve nereye kadar uzanırsa uzansın çözülecek... Aydınlatılacak... Ve hukukun gereği yerine getirilecek.
Sohbet sırasında Abdülkadir beye sorduk:
- Futbol ne kadar temiz?.. Bu yıl süper lig temiz miydi?
- Birşey söyleyemem... Spordan sorumlu Bakanımız Mehmet Ali Şahin bey size anlatmış... Konuya Başbakanlık Teftiş Kurulu el koydu... Raporunu bekleyelim.
- Size intikal eden birşey var mı?
- Elimde belge olmadan konuşmayı doğru bulmuyorum.

***
"Kongre takvimi" işlediği için ve oğlu da "yönetime aday" olduğu için, Abdülkadir bey, Beşiktaş konusunda fazla konuşmak istemiyor.
Ama yine de "takımın hızla derlenip, toparlanacağına" inanıyor:
- Yeni yönetim iyi bir hoca bulacak... Beşiktaş gelecek sezon taraftarının yüzünü güldürecek... Avrupa'da bayrak dalgalandıracak.

***
Ve İçişleri Bakanı ile spor sohbetinin sonu:
- Bu yıl yaşananların gelecek sezon olmaması için herkese görev düşüyor... Bu tek kişinin işi değil... Kolektif şuur şart.

***
Dün TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan'la da konuştuk.
Yine "sporu... Kirliliği... Sahte pasaport olayına Beşiktaşlı Sinan Engin'in karışmasını."
Toptan "böyle olacağı belliydi" dedi.

***
Köksal Toptan, sporda şiddetin önlenmesi yasası çıkarken "bazı kulüp başkanları ile" konuşmuş.
Yasada, olaylardan "yöneticiler de sorumlu tutuluyor."
Köksal bey sanmış ki, başkanlar "aman bizi sorumlu tutmayın" gibi sözler edecekler.
Ama başkanlar "ne olur" demişler:
- Sporu disiplin altına alacak yasayı biran önce çıkarın.
Toptan dün bunları anlatırken şöyle dedi:
- Gördüm ki yöneticiler belli grupların esiri olmuşlar... Onların da canına tak etmiş... Yandım Allah diyorlar.
- Çare?
- Sadece kanunla olmuyor... Herkese görev düşüyor... Yani kolektif şuur.