Kaldığımız otel: "Altın Kayısı Oteli." Bir parka götürdüler: "Mişmiş (kayısının yerel adı) parkı."
"Otobüs firmasının" tabelasına baktık:
"Kayısı Kent Turizm." "Sokaktaki" satıcı, üzerimize esans sıkıyor:
- Kayısı esansı... Mis gibi kayısı kokarsın gayrı.
Gezerken yorulduk "az dinlenelim" dedik, oturduk.
Hasan Yavaşlı "iyi gelir" dedi ve şişeyi uzattı:
- Kayısı Kola.
Kayısı Kola'yı 1971'de Mehmet Yavaşlı kurmuş.
Oğlu Hasan şimdi "işin başında."
Tesisin makineleri "İtalyan." Kapasite "saatte 8 bin." Üretim sadece Malatya'da tüketilmiyor. Gaziantep, Mersin, Elazığ, Diyarbakır, Muş, Bitlis'e de gidiyor.
Şişesi "250 bin lira."
Malatya'da "en ucuz kola, kayısı kola."
"Kayısıdan amma da çok şey yapılıyor" dememize fırsat kalmadı... Çarşıda esnafın biri önümüzü kesti.
Elinde "koca bir döner bıçağı."
Hasan Yavaşlı "ne oluyor"
diye sordu. Adamın yanıtı:
- Misafirimize kayısı döner ikram edeceğim... Vallahi de yedirmeden bırakmam, billahi de.
Ve hepimiz (Yaşar Öncan, Hasan Yavaşlı, Ticaret Odası Başkanı Mücahit Fındıklı) kayısı döner yedik.
Zaten Malatya'da insana "zorla" bir şey yediriyorlar. Kimi "yemezsen ölümü gör" diyor.
Kimi de "dönerci bıçağıyla" koşuyor.