Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Sabancı dersleri

Kenan Evren'le sohbet ediyorduk... Sabancı için şunları söyledi: Samimiydi, sıcaktı... Halktan hiç kopmadı... Kendini beğenmiş havalarda değildi... Onu hiç asık suratlı görmedim.
İşte "Sakıp Ağa"nın böylesine sevilmesinin "anahtarlarından" birkaçı.
* Samimiyet.
* Halktan kopmamak.
* Kibirden, kendini beğenmişlikten, küçük dağları ben yarattım havasından uzak durmak. Bunlar "herkese gerekli olan" anahtarlar.

***
Kenan Evren, Cumhurbaşkanlığı sona erince bir gün "Sabancı Center"a gitmiş.
Sakıp bey onu gezdirmiş.
Ve bir ara demiş ki: - Sayın Evren... Bir şey söyleyeceğim, sakın yanlış anlamayın.
- Nedir? - Belki sıkıntı çekebilirsiniz... Size holdingde yorulmayacağınız bir görev teklif edebilir miyim?
Evren gülerek "olmaz" yanıtını vermiş.
Kenan Paşa dün bunları anlatırken duygulandı:
- İyilik yapmayı severdi... Öyle sert, astığım astık tabiatında değildi... Hesabını, kitabını bilirdi... Hayır için para harcamaktan çekinmez, ama israftan da kaçınırdı.

***
Seneler önce Sabancılar ve Demirörenler birlikte Avrupa'ya gideceklermiş.
Sakıp bey "Ekonomik sınıfta" uçmak istemiş.
Erdoğan bey ise "business class"ta. Sabancı: - Erdoğan, sen de ekonomide uç. - Ağam kusura bakma... En iyisi bu seyahate gitmemek.
Ertesi gün, Sakıp bey, Erdoğan Demirören'i aramış:
- Bütün gece düşündüm... Bugüne kadar hep ekonomik sınıfta uçardım... Daha ucuz diye... Ama artık sınıf atlamaya karar verdim... Business'te uçacağım... Seyahate birlikte çıkacağız.

***
Birkaç yıl önce Sabancı ile Cemalettin Sarar, Amerika'da karşılaşmışlar.
Bir mağazada.
Sabancı "600 dolara" bir mont beğenmiş.
Ama "bedenine uymamış." Sarar demiş ki: - Efendim, iyi ki üzerinize olmadı... Ben size bunun daha iyisini 60 dolara yaparım.
Gerçekten de Türkiye'ye dönünce Cemalettin bey "Sabancı'nın bedenine uygun" bir mont diktirmiş.
Sabancı çok beğenmiş: - Kaç para? - 60 dolar... Ama para almam... Size hediyem olsun.
Sakıp bey montu giymiş ve ertesi gün Eskişehir'e gitmiş.
Sarar'ın fabrikalarını gezmiş. - Cemalettin bey, derhal Amerika'da mağaza aç.
- Hayhay... Siz de gelecek misiniz? - Evet.
Gerisini Sarar'dan dinleyelim: - Moral verdi... Teşvik etti... Ve Amerika'daki mağazamdan alışveriş yaptı... O içimizden biriydi... Dost, arkadaş, abi, sokaktaki insan gibi... Öyle, Türkiye'nin en zenginiyim, her şey benden sorulur havasına hiç girmedi.

***
Cemalettin Sarar'ın söyledikleri, Kenan Paşa'nın söylediklerinin "fotokopisi."
Anahtar "aynı anahtar."
* Dost, arkadaş, abi olabilmek.
* Sokaktaki adam gibi davranmak.
* Ben zenginim, her şey benden sorulur dememek.

***
Para kazanmak, dünyanın en zenginleri arasına girmek, Sabancı olmak "zor iş."
Ama galiba daha da zoru "o zenginliği taşıyabilmek."
Türk toplumunun Sakıp Sabancı'ya "ağa" rütbesini vermesinin sebebi "bu" olsa gerek.
"Parayı taşıyabilmesi."
Almasını bilene, alınacak çok önemli bir ders.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA