Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Tarih gibi

Süleyman Demirel dün bize "Sabancılar'la olan 50 küsur senelik dostluğunu" uzun uzun anlattı... Dinlediklerimiz, bir yönüyle, "Türkiye'nin sosyal tarihi."
Demirel "mühendislik mektebini" bitirir. Amerika'ya gönderilir.
Amerika'dan dönüşte "ilk devlet görevi" Adana'dadır.
Demokrat Parti'nin daha yeni iktidar oldu- ğu dönem.
Demirel:
- Adana'da kalınacak, yemek yenecek tek düzgün yer Erciyes Palas'tı... Kasasında Hacı Ömer Ağa otururdu.


O dönemde hükümet "Adana'da baraj yapmaya" karar vermiş.
Demirel de "bu iş için" gönderilmiş. Baraj "üç üniteden" oluşacak. Her ünite 18 bin kilovat-saat enerji üretecek. Ama o tarihte Adana, Mersin ve Tarsus'un tükettiği enerji "18 bin kilovat-saat tutmuyor."
Yani "baraj inşa edilecek ama, enerji ne yapılacak?"
Ve gelelim bugüne...
Demirel: - Bugün orada 4 milyon kilovat-saat enerji kullanılıyor.


Süleyman bey: - Adana'da sadece Bossa vardı... İki ortak kurmuşlardı.
Ortaklardan biri "Bosnalı Salih Efendi." Diğeri "Hacı Ömer Sabancı." Bosnalı'nın "Bos"u ile, Sabancı'nın "Sa"sı birleşmiş...
"Bossa" olmuş.


1960'lı yıllar Demirel'in "siyasette parladığı" yıllar.
Süleyman bey: - Sabancılar da 1960'larda parladılar... 1966'da SASA'nın temelini attım... Sonra TEKSA'nın temelini attım... Onlar beni temel atmaya çağırıyordu, ben de küreği alıp, koşuyordum.


Sabancılar, Haslar ve Güney Sanayi'nin sahipleri, ortaklaşa AKBANK'ı kurarlar.
Başına Ahmet Dallı getirilir.
Ve Ahmet Dallı, bir gün Demirel'in kapısını çalar:
- Çimento fabrikası yapacağız. - Kapasitesi ne olacak? - Yılda beş yüz bin ton efendim. - Bir milyon tona çıkarın. - Paramız yok.
Ve Demirel "AK ÇİMENTO"nun temelini atar.
"Bir yıl sonrasını" Demirel'den dinleyelim: - Gittim, fabrikayı açtım... Ama ikinci 500 bin tonluk kısmının da temelini attım.


Ve 1970'li yıllara gelinir... Demirel: - Lastik işine girdiler... LASSA'nın temelini attım... Sigara işine girdiler, İzmir-Torbalı'da temeli yine ben attım.
- Sonra? - 1980'den sonra yasaklıydım... Yasaklı yıllarda Sakıp beyle, üniversiteyi konuştuk... Devir değişti, yine başbakan oldum... Cumhurbaşkanı oldum... Üniversitenin temelini attım, açılışını yaptım.


Antalya'da "cam piramit" yarım kalınca...
Sabancı, Cumhurbaşkanı Demirel'e gelir:
- Sevabıma ben tamamlayı vereyim mi? Ve tamamlar.
Yurtlar, okullar, sağlık ocakları yapar. Cumhurbaşkanı: - Sakıp bey, bizim Isparta'ya öğrenci yurdu lazım.
- Olur ağam sevabıma yapıvereyim.
Yurdun açılış töreninde, Isparta'da bir köye gidilir.
Köylünün tek derdi "çocukları okula taşıyacak bir minibüsün olmayışıdır."
Sabancı, Demirel'e döner: - Bunlara sevabıma bir otobüs alıvereyim.


Demirel "babalarını tanımış, dostluk etmiş."
- Ya çocukları? - Hacı Ömer'in altı oğlu vardı... Dördü öldü... Hepsi de dostumdu... Güler hanımın babası İhsan... Hacı... Özdemir ve Sakıp... İki oğlu kaldı: Onlar da dostum... Erol ile Şevket.
Ve "özetle yazdığımız" sohbetin sonu...
Demirel: - Aileyi iyi tanıyorum, kurdukları işleri iyi biliyorum... Beyin, Sakıp'tı ama... Sakıp'tan sonra da Sabancılar büyümeye devam edecek... Artık dünya şirketi oldular... Kurumlaştılar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA