Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 12 bin 500 TL olan en düşük emekli aylığı ile ilgili çalışma yapılacağını belirterek, "Kanuni bir düzenleme gündeme gelecek. Nihai çalışmadan sonra kanun çalışmasını gündeme taşıyacağız. Ocak ayı içinde bu gerçekleşecektir diye düşünüyorum" dedi. İstanbul'da ekonomi müdürleriyle bir araya gelen Yılmaz, Türkiye'de toplam istihdamın 32 milyon 970 bin olduğunu, asgari ücretli sayısının da 6.7 milyon olduğunu belirterek, "Asgari ücret 2002'de 114 dolardı, 2025'teki son güncel artışla 627 doların üzerine çıktı. 2003-2024 döneminde yıllık ortalama büyümemiz 5.4 olmuş, asgari ücretteki reel artışın yıllık büyümesi 5.6. Yani bu uzun dönemli baktığınızda da biz asgari ücreti büyümemizin üstünde artırmışız" diye konuştu.
SATIN ALMA GÜCÜ ARTACAK
Türkiye'de şu anki asgari ücret seviyesinin Rusya, Romanya, Bulgaristan Meksika, Brezilya, Güney Afrika, Endonezya, Çin, Mısır ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin üzerinde olduğunu anlatan Yılmaz, "Cumhurbaşkanımız 'Enflasyonda ciddi bir sapma olursa yeniden elbette bunları değerlendiririz' dedi. Biz ciddi bir sapma olmayacağına inanıyoruz. Bugün yüksek bir maaş verirsiniz, yarın enflasyon bundan daha yüksek çıkarsa verdiğiniz maaşın hiçbir anlamı kalmaz. Önemli olan enflasyonu dizginleyip, düşürüp, somut, reel satın alma gücünde artış sağlamak. Bizim amacımız satın alma gücünde kalıcı artış sağlamak" açıklamasını yaptı.
KOBİ'LERE 2.500 TL DESTEK
İstihdamını koruyan emek yoğun sektörlerde faaliyet gösteren işletmelere çalışan başına 2 bin 500 liraya kadar istihdam katkısı sağlayacaklarını belirten Cevdet Yılmaz, "Bu özellikle tekstil, konfeksiyon, deri, mobilya gibi emek yoğun sektörleri ilgilendiren bir karar. Ocak ayı içinde bir düzenleme yapılacak. Bu destekten belli bir referans döneme göre istihdamını azaltmamış olan KOBİ'lerimiz, işletmelerimiz istifade edecek. KOSGEB kanalıyla işletmelere bu desteğin ulaştırılmasını düşünüyoruz" dedi.
OCAK ENFLASYONU 2024'TEN DÜŞÜK OLACAK
Fiyatlama davranışlarının giderek düzeldiğini anlatan Yılmaz, "Beklentilerde bir iyileşme oldu ama hâlâ gerçekçi bir noktaya geldiğimizi düşünmüyoruz. Özellikle bu son enflasyondaki gelişmelerle birlikte reel sektör beklentilerinde daha fazla bir iyileşme bekliyoruz. Dolayısıyla hem enflasyonun ana eğilimindeki değişim hem de beklentilerdeki iyileşme 2025 yılı için bize daha güçlü bir dezenflasyon perspektifi sunuyor" dedi. Yılmaz, şöyle konuştu:
"Enflasyon 2024'ün Ocak-Şubat aylarında nispi olarak yüksekti. Ocakta diğer aylara göre nispeten daha yüksek olur enflasyon, çünkü birçok fiyat ocakta güncellendiği için o ay biraz daha normal ortalamanın üstünde gelir. Dolayısıyla baz etkisinin bu sene olumlu olacağını düşünüyorum. Geçen senenin ocak ayıyla mukayese ettiğimizde bu ocakta enflasyonun çok daha düşük olacağını tahmin ediyoruz."
HİZMET ENFLASYONUNDA KIRILMA VAR
Merkez Bankası'nın faiz konusunda enflasyonun ana eğilimi ve beklentilere baktığını ifade eden Yılmaz, "Hizmetlerde son çeyrekte ciddi bir kırılma olduğunu görüyoruz. Enflasyonun ana eğiliminde aşağı doğru gidişat oluştu. Bu elbette TCMB'nin politikalarını etkileyecektir. Ama faiz politikası dışında da enstrümanları var Merkez Bankamızın. Bir taraftan da makro ihtiyati tedbirleri de alması mümkün" dedi. Son Para Politikası Kurulu'ndaki faiz indirimini bankaların mevduat faizlerine yansıtmadığının altını çizen Yılmaz, "Çünkü bankalar yılsonunda pazar paylarını daha yüksek tutmak istiyorlardı, dolayısıyla mevduat faizlerini fazla düşürmediler ama 2025'le birlikte daha fazla yansımasını bekleyebiliriz" diye konuştu.
İHRACATÇIYA YENİ MÜJDE GELEBİLİR
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ihracatçıların kazandıkları dövizlerin bozdurulmasında yüzde 30'a inen oranı daha da aşağı çekebilecekleri müjdesini verdi. TCMB'de bozdurulup TL'ye çevrilen parayı hammadde almak için tekrar dövize çevirdiklerini anlatan ihracatçılar, bu durumda kur makasının yarattığı ek maliyet artışından yakınıyordu. 4 Eylül 2018 tarihinden itibaren 6 ay süre ile ihracat bedellerinin 180 gün içerisinde Türkiye'ye getirilmesi ve yüzde 80'inin bankaya bozdurması uygulamasına geçilmişti. Daha sonra bu düzenleme hem süre hem oran bakımından gevşetildi. Geçen yıl haziranda İhracat Bedeli Kabul Belgesi'ne (İBKB) veya Döviz Alım Belgesi'ne (DAB) bağlanan ihracat bedellerinin yüzde 40'ının değil yüzde 30'unun Merkez Bankası'na satılması zorunlu hale gelmişti.
DOĞURGANLIK HIZI İÇİN ÇALIŞMA YAPILACAK
Nüfus Politikaları Yüksek Kurulu'nun ilk toplantısını 9 Ocak'ta yapacağını belirten Yılmaz, şöyle konuştu: "Aile ve Gençlik Fonu'nun Türkiye'ye yaygınlaştırılmasını tartışacağız, çünkü nüfusun düşük olmasının en önemli sebeplerinden biri de evlilik yaşının giderek yükselmesi. Bu yaş yükseldikçe doğal olarak doğurganlık oranı da düşüyor. Niye evlenemiyor insanlar? Muhtemelen yeni mezun, ev kuramıyor, birtakım finansal sıkıntılar yaşıyor, aile ve gençlik programımız bunları aşmaları için yardımcı oluyor gençlere. Doğurganlığı azaltan bir diğer faktör de sezaryen ameliyatları... Bir ülkede doğumların yüzde 60'ı sezaryenle oluyorsa bunu herhalde sadece tıbbi sebeplerle açıklayamayız. Dolayısıyla bunları da tartışmak durumundayız." Yılmaz, Ekonomi Koordinasyon Kurulu Toplantıları'nı Anadolu illerinde de yapacaklarını söyledi.
2025'TE SOSYAL KONUTLARA AĞIRLIK VERECEĞİZ
Gıdada arzı artırmak için sulama projelerini önceliklendirdiklerini anlatan Yılmaz, "Yatırım ödeneklerini artırmış durumdayız. Gıdada kaybın çok fazla olduğunu biliyoruz o nedenle lojistik de önemli. Tarladan markete gelene kadar ürünün yüzde 30'ut elef oluyor bu da ürünün fiyatına yansıyor. Dolayısıyla lojistiği iyileştirici tedbirler öngörüyoruz. Deprem yükümüz azaldıkça bütün gücümüzle sosyal konut üretimini artıracağız. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız bazı hazırlıklar yapıyor. Daha uygun ölçeklerde, düşük maliyetle, enerjiyi verimli kullanan, afetlere karşı dayanıklı, fonksiyonel bir sosyal konut üretimi öngören bir hazırlığımız var" dedi.
YABANCI YATIRIMCIDA İŞTAH VAR
Ekonomide uygulanan programa portföy niteliğindeki yatırımlarda daha erken tepki geldiğini vurgulayan Yılmaz, "Uluslararası şirketlerde Türkiye'ye doğrudan yatırım konusunda, geçmişe göre çok daha yüksek bir iştah oluştuğunu görüyoruz" dedi. ABD'nin yeni Başkanı Donald Trump'ın Çin'e karşı gümrük duvarlarını artırması halinde ticarette ne gibi değişimler olacağını da değerlendiren Yılmaz, "Çin, ABD dışı pazarlara çok daha yoğun bir şekilde ihraç yapma tutumu içine girecektir. Gelişmelere göre biz de ticaret politikalarımızda elbette bazı adımlar atacağız" şeklinde konuştu.