Malumunuz, uygulanan ekonomik programla makro göstergelerde iyileşme var. Risk primi düştü, dış borçlanma maliyeti geriledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası rezervleri yükseldi. Aylık cari denge fazla verdi. Kur Korumalı Mevduat stoku düştü. Aylık bazda olmasa da yıllık enflasyon indi. Dış ticarette dengelenme belirginleşti. Siyasi sebeplerle girilen gri listeden çıkıldı. Kredi notları artmaya başladı.
Bunlar güzel gelişmeler…
Ancak faiz artışlarına dayanan politika bir süredir içeride dengeleri bozmaya başladı.
Ne mesela?
Kredi büyümesi azaldı, takipteki kredi kartı borçları arttı. Geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında karşılıksız çek sayısı yükseldi. Firmaların bir kısmı bu nedenle zorda. İcra takipleri artıyor. Ocak-temmuz döneminde 1.554 şirket konkordato ilan etti. Bu mekanizma borçluyu korurken, alacaklıyı mağdur etmeye başladı. Sanayi PMI daralıyor. Sanayi üretimi azalıyor. Özel sektör yurtdışı kredi borçları sıçrıyor. İhracatçı Avrupa pazarlarını kaybediyor.
Şimdi iyi bir cerrah edasında mikro alanlara yoğunlaşmak gerekiyor -ki zorlu geçecek sonbaharda tablo daha da kötüleşmesin-…
Dün Birleşmiş Markalar Derneği, Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği'nin toplantısı vardı. Katılamadım ama doğru bir noktaya dikkat çekmişler.
Ne diyorlar?
Finansman ihtiyacı artan firmalar için düşük faizli finansman imkanları geliştirilmeli…
Bu geçmişte yapıldı.
Hatırlayın pandemi dönemini… Belki de dünyanın 100 yılda bir başına gelebilecek bir olaydı. Olağanüstü dönemde olağanüstü tedbirler alındı. Salgının ekonomik etkileri ile mücadele edilerek, ülkenin üretim gücü ve istihdamını koruyacak bazı adımlar atıldı. Ekonominin bel kemiği KOBİ'ler ve esnaf için paketler çıkarıldı. Firmaların borçları yapılandırıldı. Birçoğu konkordato sürecinden çıktı.
Bugün de reel ekonomide arabanın tamamen durmasını önlemek için bazı dokunuşlara ihtiyaç var.
Mesela, nitelikli yatırımları desteklemek için oluşturulan Yatırım Taahhütlü Avans Kredileri hızlandırılabilir. Hatırladığım kadarıyla, YTAK Programı'na yıllık 100 milyar lira limit ayrılmıştı. Üç yılda da 300 milyar TL… Ya da yatırım yapmayı planlayan KOBİ ve KOBİ dışı işletmeler için yatırım kredileri, ihracatçı veya döviz kazandırıcı sektörlerde faaliyet gösterenler için ihracat destek kredileri, işletme sermayesi ihtiyacı olanlar için işletme harcamaları kredileri gibi başlıklarda yeni Kredi Garanti Fonu paketleri düşünülebilir. Eximbank üzerinden ihracatçılara sağlanan destekler de güncellenebilir.
Ekonomi yönetimi sert iniş tehlikesi görmese de proaktif kararlarla önümüzdeki dönemde oluşabilecek riskleri bertaraf edebilir.