Merkez Bankası piyasa aktörlerini ters köşe yaptı. Herkes 2 ya da 2.5 puan faiz artırımı beklerken, Gaye Erkan başkanlığında toplanan Para Politikası Kurulu (PPK) tek seferde 7.5 puanlık artış gerçekleştirdi. Yeni ekonomi yönetiminin göreve geldiği haziranda gerçekleştirilen en büyük faiz artışı olma özelliğini taşıyan 650 baz puanlık faiz artırım rekoru kırıldı. Merkez Bankası mayıs sonunda yüzde 8.5 olan palitika faizini, 3 ayda yüzde 25'e çekmiş oldu. Faizde 3 ayda yapılan artış 1.650 baz puana ulaştı.
Bu kararla yeni PPK hem en yüksek faiz artırımıyla Türkiye tarihine geçti hem de Merkez Bankası piyasalara 'patron benim' mesajı verdi.
Aslında Hazine ve Maliye Bakanlığı'na Mehmet Şimşek'in Merkez Bankası Başkanlığı'na da Gaye Erkan'ın getirilmesinin ardından piyasada faizlerle ilgili beklenti yüksekti. İlk seferde bankacılar faizin yüzde 25'e çıkarılmasını bekliyordu. Ancak Erkan başkanlığında toplanan iki PPK'da da piyasanın beklentisi gerçekleşmedi. Ondan sonra da malum aktörler tarafından Merkez Bankası'nın bağımsızlığıyla ilgili tevziratlar yapılmaya devam etti. O nedenle dünkü karar bunlara bir cevap niteliğinde oldu.
Baktım, piyasa aktörlerinin çoğu Merkez Bankası kararını alkışlamış... Sıkı para politikasında kararlılığın devam edeceğinin "enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecek" ifadeleriyle yer bulmasını da olumlu bulmuş...
Karar sonrası bu olumlu hava piyasaya da yansıdı.
Bankaların hisseleri tavan yaparken, dolarda ilk etapta yüzde 7'ye yakın düşüş oldu. Hatta birçok yatırımcının dolar long pozisyonlarını kapattığı söyleniyor.
Merkez Bankası'nın kararı Kur Korumalı Mevduat'ta ceza ile çıkış arasına sıkışan bankaları rahatlatacaktır.
Bunlar piyasa açısından olumlu gelişmeler...
Peki madalyonun diğer tarafında ne var?
Merkez Bankası kararının ardından mevduat faizlerinin yüzde 35-45 arasına çıkması, kredi faizlerinin de (ihtiyaç kredisi, ticari kredi vb) yüzde 40-50 bandına oturması beklenebilir.
Tabii, bu durum da reel sektör açısından olumsuz olabilir.
Umarım, süreç uzun sürmez.
Çünkü, enflasyonun yanına işsizlik ve durgunluğun da eklendiği bir dönem bugünkünden daha da kötü olabilir!