Irak ile Türkiye'nin Kürt Bölgesel Yönetimi petrolünün taşınmasıyla ilgili karşılıklı tahkim davalarından geçen gün sonuç çıktı. Paris merkezli Uluslararası Ticaret Odası (ICC) bünyesindeki tahkim mahkemesinin kararlarını çarşamba günü uzun uzun yazdım. Kim ne istedi, ne aldı, sonuç kimin lehine kimin aleyhine… Merak eden bakabilir…
Birileri bu meselede Berat Albayrak'ın adını kullanıp geçmişte FETÖ'nün organize ettiği yalan ve iftira odaklı haberlerle algı operasyonu yürütmeye çalışsa da gerçeğin ne olduğunu anlatmaya çalıştım.
***
Şimdi gelelim madalyonun diğer yüzüne…
Malum,
Kuzey Irak'ta petrolü çıkaran da ihraç eden de Batılı şirketler… Depo yetersizliğinden birer birer operasyonlarını durdurmaya başladılar. Norveçli petrol ve gaz operatörü
DNO'nun Tawke ve Peshkabir'deki petrol sahalarını kapatmasının ardından Kanadalı Forza Petroleum da üretimi askıya aldı. ABD'li HKN Energy de İngiltere merkezli Genel Energy de… Küresel üretimin yaklaşık yüzde 0.5'inin durdurulduğu söyleniyor. Bu elbette fiyatları etkilemeye başladı.
Şu anda büyük bir belirsizlik var. Hatta dev şirketlerin çıkardıkları petrolü tankerle taşıma yolunu aradıklarını da duyuyorum. Fakat günde 400 bin
varillik üretimin böyle bir operasyonla
taşınması zor…
Dedim ya, o yüzden
ABD'nin de
Batı ülkelerinin de gözü burada…
Irak ile Kürt Bölgesel Yönetimi
arasındaki görüşmelerden henüz bir
şey çıkmadı ama herkes anlaşmanın
yapılması için bastırıyor.
Peki
ihracatın durdurulması en çok kimi etkiliyor?
Elbette Kürt Bölgesel Yönetimi'ni… Birincisi,
bu durum bölgenin ekonomisinin çöküşünü tetikleyebilir. İkincisi de,
Kürt Bölgesel Yönetimi'nin petrol gelirleri üzerinde Bağdat tam bir yetkiye sahip olabilir. Sadece gelir de değil… İhracatı kimin yapacağını dahi belirleyip, Kürt Bölgesel Yönetimi'ni devre dışı bırakabilir. Ayrıca iki tarafın 15 yıldır süren anlaşmazlığı sona erdirmesi o kadar kolay değil…
Tabii bir de
masada 'büyük abiler' (!) olunca, işler daha da karışıyor. Biliyorsunuz, Irak'ta 2003'teki işgalden bu yana
ABD ile
İran arasında bir bilek güreşi var. Her süreçte bu iki devlet baş aktör… İran, Bağdat'ın ABD uydusu olmasını istemiyor. ABD ise Irak'ın İsrail'in güvenliğini tehlikeye atacak 'Şii Hilali'nin parçası olmasını…
***
Petrol gelirleri anlaşmazlığı Irak'ın bütününü kapsayan ekonomik krizi doğrudan ilgilendiriyor.
Irak'ta
su kıtlığı had safhada… 7 milyon kişi temiz suya ulaşamıyor.
Elektrik çoğu vilayette en fazla 20 saat verilebiliyor. Hatta 10 saatin altında günde elektrik alamayan yerler var.
Sabit kura rağmen ABD'nin kısıtlamaları nedeniyle dinar dolar karşısında eriyor.
Genç nüfusun yüzde 40'ı işsiz… Kürt Bölgesel Yönetimi'nin durumu da pek farklı değil…
Enflasyon, su, elektrik, işsizlik… Aynı sorunlar orada da mevcut…
Tablo böyle…
Bakalım yolu nasıl açacaklar?