Turizmde Cumhuriyet tarihi rekoru kıran Türkiye, yeni hedefi belirledi:
2028'de 100 milyar dolar gelir, 90 milyon turist...
Uçuk kaçık mı?
Bence değil...
Neden böyle diyorum?
Zira dün Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy'u birebir dinledim. Pandemide de Rusya-Ukrayna savaşında da gemiyi yüzdürmek için krizi nasıl yönettiğini, atılan stratejik adımları biliyorum. O yüzden de hedeflenen rakamın çok daha üzerine çıkılabileceğinden eminim.
Malum, bu stratejinin en önemli parçası tanıtım faaliyetlerini tek elden yürütmekti.
Bu çerçevede 2019'da Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) kuruldu. İçeride özel sektör de var kamu da... Kararlar ortak alınıyor. Bütçeye herkes katılıyor. Ajans kurulduktan sonra turizm ürünleri ve destinasyonlarında yoğun tanıtım faaliyetleri başlatıldı.
Düşünsenize, 2018'de yurtdışında Türkiye'yle ilgili sadece 1 tanıtım filmi dönüyordu. Geçen yıl 300 tanıtım filmi dünyanın birçok ülkesinde yayınlandı. Bu yıl 400 tane film yurtdışında dönecek. Hem de bu tanıtım filmleri sadece İstanbul'u değil...
Kapadokya'dan Karadeniz'e, Güneydoğu Anadolu'dan Doğu Anadolu'ya kadar Türkiye'nin yedi bölgesinde 81 ilin turizm ürünlerini tanıtıyor. Şimdi ise Bakan Ersoy'un verdiği bilgiye göre, bir üst aşamaya geçiliyor. TGA kararı almış...
Hollywood ile ortak film/diziler çekilmeye başlanacak. Yapımcılarla görüşmeler başlamış... Bu yıl düğmeye basılıyor.
Müthiş yerinde bir karar...
Bir araştırma vardı, İngiltere'de Thomson Holiday'in yaptığı...
Araştırmaya göre, İngilizlerin yüzde 80'i sinemada gördükleri destinasyonlara gidiyor. Yani beş insandan biri beğendiği filmlerin çekim mekânlarına gitmeyi seviyor. Hatta aynı araştırmada, İngilizlerin en çok tercih ettiği ülkenin Yeni Zelanda olduğu belirtiliyor. Çünkü, Yeni Zelanda'ya tatil amaçlı giden turistlerin üçte biri Yüzüklerin Efendisi'ni izledikten sonra bu ülkeyi ziyaret etmeye karar veriyormuş... 2004'te Yeni Zelanda turizm parolasını "Land of the Rings (Yüzüklerin Ülkesi)" yapması da bu yüzdendi sanırım...
Birkaç da istatistik vereyim...
Filmin etkisini kullanarak yapılan tanıtım faaliyetleri ile Yeni Zelanda turizm gelirlerini 2.5 katına çıkarmış...
Filmin ilk serisinin gösterime girdiği 1999'da Yeni Zelanda'ya gelen turist sayısı 1 milyon 517 bin kişiyken 2005'te bu sayı 2 milyon 367 bin kişiye ulaşmış...
Bir başka film örneği daha var.
The Mummy (Mumya) filmi...
Hatırlayın, o da Mısır'ın Hollywood'dan sipariş ettiği bir filmdi.
O dönemde Luksor'daki terör saldırısından sonra ülke turizmi büyük yara almıştı.
Önce işadamları eliyle Fransızları Mısır'a çekmek için strateji belirlendi. Arkasından Christian Jacq isimli yazara Mısır tarihini dekor olarak kullanan bir kitap yazdırıldı.
Kitaptan sonra The Mummy ve Kleopetra filmleri devreye alındı. Film öncesinde 1999'da 4 milyon 797 bin olan turist sayısı 2003'te 6 milyonu geçti. Bir başka örnek Da Vinci Şifresi filmi... Bu filmden sonra Paris'e özel turlar düzenlenmeye başladı.
Lafı uzatmayayım...
Hollywood ile yapılan ortak yapımlar hem turizm potansiyelini artıracak hem Türkler'in bugüne kadar yabancı sinemalarda gösterilen olumsuz imajını düzeltecek hem de Türk sinema sektörüne iş olanağı yaratacaktır.
Demem o ki, Turizm Bakanlığı'nın Hollywood ile başlattığı ortak proje çok ses getirir.