Nasıl oluyor?
Karayollarında, 30 bin kilometreye yakın bölünmüş yol, 4 bin kilometreye yakın otoyol yapıyorsun.
Köprü ve viyadük uzunluğunu 701 kilometreye çıkarıyorsun.
Osman Gazi'den Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne, Avrasya Tüneli'nden Marmaray'a kadar birçok yerde milyarlık projelere imza atıyorsun.
1.213 kilometre hızlı tren ağı inşa ediyorsun.
TOKİ 1 milyon adet konut üretiyor.
Orman varlığını 23 milyon hektara çıkarıyorsun. 600 baraj yapıyorsun. Yüzlerce içme suyu ve sulama tesisi…
İhracatı 36 milyar dolardan alıp 200 milyar doların üzerine çıkarıyorsun.
34 tane stadyum inşa ediyorsun.
Ülkedeki hastane yatak sayısı 253 bini geçiyor.
Toplam 43 bin 158 yatak kapasiteli 32 şehir hastanesini ülkeye kazandırıyorsun.
Milyarca lira sosyal yardım yapıyorsun.
Cumhuriyet tarihinde yapılanın dört misli yurdu 20 yılda tamamlıyorsun.
Milli Uzay Programı'nı başlatıyorsun, yapay zekayı kullanıyorsun.
Nükleer Santral inşa ediyorsun, Karadeniz'de gaz buluyorsun.
Mezarlıktaki ibrik kadar ya da vapurdaki karton bardak kadar gündem olmuyor.
Çok tuhaf değil mi?
Hükümet mi yaptıklarını anlatamıyor, muhalifler mi algı oluşturmayı daha iyi beceriyor bilemedim.
Ancak şu bir gerçek ki… İletişimde algı ve aktarma modelinde sıkıntı var. İletişim, algıyı yönetmek, davranış biçimleri oluşturmak ve hedefe ulaşmak için bir araç değil mi? O halde, kitlenin zihninde yer edecek, onların algısını etkileyecek faaliyetlerde bulunmak gerekmez mi? Ya da muhalefetin oluşturduğu algı insanlar tarafından gerçek olarak kabul edilmeden müdahale etmek?
Maalesef, iktidar, bu kadar hizmete ve devasa projeye rağmen kendi tabanında dahi motivasyonu sağlayamıyor. Söylem üstünlüğü kuramıyor. Yaptıklarını tam olarak kitlelere anlatamıyor.