Merkez Bankası önemli bir adım atıyor. Dış borç istatistikleri güncelleniyor. Revizyonla kısa vadeli dış borç, uluslararası yatırım pozisyonu, reel kesimin döviz varlık ve yükümlülükleri ile haftalık menkul kıymet istatistiklerinde revizyon olacak. Yarın itibarıyla verilerde farkı göreceğiz. Kısa vadeli dış borç stoku azalacak. CDS de bundan etkilenecek.
NE YAPILACAK?
Aslında borç istatistiklerinde tutarsızlıklar, uluslararası standartlara uyumsuzluk, kısa-uzun vade ayrımı meselesi Merkez Bankası'nın bir süredir gündeminde olan bir konu… Hatta ticari kredi istatistiklerindeki tutarsızlıkların giderilmesi için 2020'de TCMB ile TÜİK işbirliğiyle bir çalışma başlatılmıştı. Birçok ülkede kullanılan doğrudan raporlama tekniği ile firma seviyesinde veri derlenmeye başlanmıştı. Ancak bunlar istatistiklere yansıtılmamıştı. Başkan Şahap Kavcıoğlu'nun konuya çok önem verdiğini ve işi hızlandırdığını biliyorum. Şimdi bu veriler istatistiklerde görülecek.
En kapsamlı revizyon ticari kredilerin firmalardan doğrudan raporlama yoluyla derlenmesi olacak. Firmaların dış ticaretten kaynaklı ihracat alacakları ve ithalat borçları daha önce gümrük beyannameleri esas alınarak varsayımsal olarak borç istatistiklerine yansıyordu. Ancak Türkiye'nin ithalatı ve vadeli ithalatında yapısal bir değişiklik olmamasına rağmen son yıllarda ithalat borçları dikkat çekici şekilde artıyordu. Bunda firmaların gümrük beyannamelerinde bir kısım peşin alışları mal mukabili olarak raporlamalarının ve kabul kredili/vadeli akreditif yoluyla yaptıkları ithalatta kredi geri ödeme bilgilerini bankalara raporlamamaları etkiliydi.
Merkez Bankası, 2018'den beri, 15 milyon dolar üzeri yabancı para kredi riski bulunan firmalardan (döviz risklerinin takibi amacıyla) yabancı para borç ve alacaklarına ilişkin raporlama alıyor. Bu firmalar Türkiye'nin toplam ithalatının yaklaşık yüzde 40'ını temsil ediyor. Bu firmaların raporladığı yurtdışı ticari borçlar varsayımların oldukça altında… Ülkelerin ticari kredi yükümlülüklerine baktığınızda da, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin "İthalat Borçları/İthalat" oranlarının ortalama ve medyan değerlerine kıyasla, Türkiye'nin oranı görece yüksek… Gelişmekte olan ülkelerin 2020 yılı ortalaması yüzde 13 ve medyan değerleri yüzde 9, gelişmiş ülkelerin sırasıyla 10 ve 8 düzeyinde. Türkiye'nin ise bu dönemdeki ithalat borçlarının ithalata oranı yüzde 26…
Dolayısıyla ticari krediler istatistiklerinde birtakım tutarsızlıklar var. TCMBTÜİK çalışmasıyla çeyreklik dönemler itibarıyla toplam vadeli ithalatın ve ihracatın en az yüzde 80'ini temsil eden firmalardan ticari alacak ve borçlarını yurt içi-yurtdışı ayrımında, yabancı para kompozisyonlarını da içerecek şekilde raporlamaları isteniyor. Bu bulgular kısa vadeli dış borç istatistiklerinin yanı sıra Türkiye'nin Brüt Dış Borcu, Uluslararası Yatırım Pozisyonu, Firmaların Döviz Varlık ve Yükümlülükleri ile Ödemeler Dengesi istatistiklerindeki yanlılıkların düzeltilmesine de katkı sunacak.
Eminim, birileri yarın itibaren bağırmaya başlayacak.
'Vay veriler makyajlanıyor' diye…
Öyle diyenlere uluslararası kuruluşların metodolojilerini adres gösterin.
Çünkü, uluslararası metodolojiyi IMF yayımlanıyor. Bu revizyon da fonun İstatistik Departmanı ile temas halinde yapılıyor. İtalya'dan Endonezya'ya, Meksika'dan Brezilya'ya, Rusya'dan Malezya'ya ve Güney Afrika'ya kadar birçok ülke uygulamalarına da bakıldığını biliyorum.
O yüzden algı yapanlara kanmayın.
Veriler makyajlanmıyor, bilakis uluslararası standartlara uygun şekilde güncellenip, tutarsızlıklar gideriliyor.
***
G-20 TAAHHÜDÜ VAR
MENKUL kıymetlerin sahiplik tanımında da değişikliğe gidildi. Bu da BIS-ECB-IMF tarafından hazırlanan Menkul Kıymet İstatistikleri El Kitabı'na uyum kapsamında yapılıyor. G-20'de menkul kıymet istatistiklerinde sahiplik tanımının 2021 yılı sonuna kadar uyumlaştırılması taahhüt edilmişti. Bu tanım gereği, repo yoluyla sağlanan yurtdışı kaynaklar ve fonlar, banka için kredi yükümlülüğü olarak kaydediliyor. Repo konusu menkul kıymetler ise bankanın ekonomik sahipliğinde kalmaya devam ediyor.
DTH'YE VADE AYRIMI
YURTDIŞI yerleşiklerin Türkiye'deki mevduatlarında kısa ve uzun vade ayrımı yapıldı. Malum, yurtdışında yerleşik gerçek ve tüzel kişilerin bankalardaki döviz ve TL mevduatlarının tamamı kısa vadeli sayılıyor. Ancak, bankalardaki verilerde '1 yıla kadar ve 1 yılın üstünde' diye vadeye göre ayrım var. Dolayısıyla, yurtdışı yerleşiklerin mevduatlarında da böyle bir kısa-uzun vade ayrımı yapıldı. Uzun vadeli mevduat tutarları kısa vadeli dış borç tablosundan çıktı.