Ortaya bir yalan attılar. Bunu da sanki hükümet önerisi gibi sundular. Hatta gerçekmiş gibi eski bir ekonomi bakanından görüş bile aldılar. Yalan haber virüsten daha hızlı yayıldı. Hazine ve Maliye Bakanlığı açıklama yapmak zorunda kaldı. Bakanlık 'hayal ürünü' deyince haberi yapanlar 'zaten çalışma var dememiştik' diyerek aslında uydurduklarını kabul etti.
Dün sabah sabah bir anda gündem olan Sözcü'nün 'döviz mevduat hesaplarına kur farkı vergisi' diye ortaya attığı provokatif iddiadan bahsediyorum.
Provokatif diyorum çünkü başka bir açıklaması yok. Zira, haberde bu deli saçması öneriyi 'yüksek sesle dile getirenler' (!) olduğunu öne sürmüşler.
Kim onlar deseniz, cevap veremezler.
Çünkü, öyle birileri yok.
Yüksek sesi de alçak sesi de çıkaranlar bizzat kendileri...
Böyle bir şey ne konuşuluyor, ne gündeme geliyor, ne düşünülüyor.
Doğruluğunu sorma gereği de duymuyorlar.
Ama malum gazete bu...
At ortaya bir yalan, yaz geç, nasılsa alıcısı çıkar.
Amaç ne peki?
Millet dövizini yastık altına çeksin, bankalar zora düşsün.
Bu ilk değil, son da olmayacak. Son dönemde galiba devletteki bürokratların mesaisinin büyük bölümü bu yalanları düzeltmekle geçiyor. Görmezden gelseler doğru kabul edilip iyice işin içinden çıkılmaz hale gelecek. Mecburen açıklama yapıyorlar.
Hadi her şeyi geçtim de...
Dün bir dolu ekonomistin bu yalanın peşine düşüp, gerçek gibi yorum yapmalarına ne demeli! Üstelik aralarında benim de tanıdığım 'doğruya doğru, yanlışa yanlış diyenler'in bile...
Yahu, hadi o gazete siyasi saiklerle bunu yapıyor belli de...
Hocam size ne oluyor?

***

ENAG'A BİR SORU…
Biliyorsunuz, bu aralar Prof. Dr. Veysel Ulusoy'un başını çektiği bir grup akademisyenin kurduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) çok tartışılıyor. Kendilerini alternatif Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) gibi lanse ettiler. Aylık, haftalık, günlük hatta saatlik enflasyon hesaplayacaklarını söylediler. Başka ülkelerde de bu tip oluşumlar var. Dolayısıyla, kimsenin buna itirazı yok.
Ancak ENAG gerekli açıklayıcı bilgileri vermeyip, hangi metodolojiyle veri ürettiğini açık ve net olarak yayınlamayınca TÜİK suç duyurusunda bulundu.
Haksız sayılmazlar...
Neden mi?
Yanılmıyorsam geçen yıl eylülde ilk enflasyon verisini paylaştılar. 4 ay gözlem yapıp 2020 yılsonu enflasyonu diye bir şey ortaya attılar.
Açıklanan rakam yüzde 36.72...
Ülkede hayat pahalılığının gerçek bir sorun olduğunu kimse inkar etmiyor. Çarşı, pazar, markette fiyatların genel seviyesindeki artışı da görüyoruz.
Ama bu oran ne kadar gerçekçi?
Prof. Dr. Veysel Ulusoy, isteyenlere verileri sunduklarını söylüyor.
Ben, 2020 yılsonu enflasyonunu 4 aylık bir araştırmayla nasıl bulduklarını merak ediyorum.
Eylül öncesindeki verileri nereden elde etmişler?
Bir de şu var...
TÜİK uluslararası istatistik kuruluşlarına akredite bir kurum... ENAG resmi bir kurum olmadığı için bildiğim kadarıyla bu tarz bir akreditasyonu yok.
Siyasi bir motivasyonla veri açıklasa uluslararası denetime tabi olmadıkları için sorumlu da tutulmazlar.
Yanılıyor muyum?