ABD'nin derin devleti, taşeronu FETÖ,
Gezi, 17-25 Aralık, 15 Temmuz darbe girişiminde başarısız olunca bir süredir bizzat sahnedeydi. Ama açıkçası işin skandal yaptırım kararına uzanacağına ihtimal vermiyordum. Anlaşılan, ABD kasımdaki seçimler öncesinde biraz da iç politikası için Türkiye'yi sıkıştıracak. Din adamı görünümlü ajan Andrew Brunson da aradıkları bahane tabii ki... Fakat unuttukları bir şey var: Türkiye artık eskisi gibi 'salıverin' dediklerinde bırakan, 'girmeyin' dediklerinde sınırdan kaçan, 'keseriz cezayı' dediklerinde korkan bir ülke değil. Onlar ne dayatırsa bizim de mütekabiliyet uygulayacağımızın farkındalar.
Neyse uzatmayayım. Ben yaşanan tozduman arasında atlanan başka bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Fark ettiniz mi bilmiyorum. Yaptırım kararı, resmi olarak açıklanmadan önce Bloomberg'e sızdırıldı. Haberi yazan muhabir de tanıdık bir isim: Benjamin Harvey. Geçmişte bu çocuğun Nomura ve IMF'yle ilgili Türkiye aleyhine olan manipülatif haberlerini epeyce işlemiştik. Harvey önceki gün de yaptırım haberini Türkiye saatiyle 18.50 civarında biraz da abartılı bir şekilde dünyaya duyurdu. Haberde Türk şirketlerine yaptırım iması yaptı. Bundan 2 saat sonra gelen ABD Hazine Bakanlığı'nın resmi açıklamasında ise iki bakanın adı duyuruldu.
Yani...
Yanisi şu: Haber yayılır yayılmaz dolar kuru yükseldi. Bizde piyasa kapalı olsa da Londra üzerinden yapılan işlemlerle saat 18: 31'de 4.91 TL olan dolar kuru 20:30'da 5.10 TL'ye çıktı. Bir başka deyişle, resmi açıklama gelmeden iki saat önce kur yüzde 4 yukarıya tırmandırıldı. Psikolojik sınır aştırıldı. Merak ediyorum. Erken öten Harvey'in haberiyle kimler cebini doldurdu? Burası araştırılmaya değer...