Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Mehmet Ali Akben ile sektörü konuştuk. Sektörün güçlü sermaye yapısı ve özkaynak kârlılıklarıyla şoklara karşı korunaklı bir durumda olduğunu söyleyen Akben, kredi derecelendirme kuruluşlarının olumsuz hava yaymaya çalıştığını söyledi. Akben, son dönemde yayılan 'Hükümet döviz mevduatlarına el koyacak' dedikodusunun abesle iştigal olduğunun altını çizdi.
ALGI OPERASYONU YAPILIYOR
Kredi derecelendirme kuruluşları Türk bankacılık sektörünün görünümünün negatif olduğunu söylüyor. Bunun gerçeklik payı var mı?
Kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'nin notuyla oynadıkları dönemlerde bankacılık sektörüyle ilgili de olumsuz açıklamalarda bulunuyorlar. Daha çok politik gerekçeler öne sürüyorlar. Sermaye yeterlilik oranı yüzde 16.6'larda. Bu rakam güçlü sermaye yapısına işaret ediyor. Yüzde 2.9 olan takibe dönüşüm oranı da yüksek aktif kalitesini gösteriyor. Sektör güçlü sermaye yapısı ve özkaynak kârlılıklarıyla şoklara karşı korunaklı bir durumda. Kredi derecelendirme kuruluşları olumsuz bir hava yayarak algı oluşturmaya çalışıyor. Türkiye mali disiplin ve güçlü bankacılık sektörüyle ekonomide iyi bir noktaya geldi. Büyüme ve istihdam rakamları ortada. Bunları görmezlikten gelip algı operasyonu yapılıyor.
2001 KRİZİNDE BİLE OLMADI
Hükümetin seçimden sonra bankalardaki döviz mevduatlarına el koyacağına dair bir algı operasyonu yapılıyor. Hatta döviz mevduatlarındaki azalmanın bu algı nedeniyle olduğu söyleniyor. Böyle bir şey olabilir mi?
Öyle bir karar ne tartışıldı, ne görüşüldü, ne de çalışma yapıldı. Bu tarz algı operasyonları 2 yıl önce de yapılıyordu. Maalesef her seçim döneminde de yapılıyor. Ama 2001 krizinde bile böyle bir şey olmadı. Türkiye'de ekonomi 16 yıldır piyasa kurallarına uygun bir şekilde yönetiliyor. Türk bankacılık sistemi dünyayla entegre bir şekilde. Bunu düşünmek bile abesle iştigal bir durumdur. Bugün, bankalarda 203 milyar dolar döviz mevduatı var. Mevduatın yapısı 2012'den sonra bir miktar değişti. O dönemde TL mevduatının oranı yüzde 70, yabancı para mevduatın oranı yüzde 30'du. Şimdi TL mevduatın oranı yüzde 55, yabancı paranınki yüzde 45. Mevduatta dövize bir kayma oldu. Bu durumu özellikle ticari, diğer ve resmi mevduatta gözlemliyoruz. Bu segmentteki döviz mevduatı tutarı yılsonunda 86 milyar dolardan 93 milyar dolara çıktı. Tasarruf sahiplerinin döviz mevduatında yılsonuna göre bir miktar çıkış söz konusu, bu da kurun yükselmesiyle bağlantılı. Tasarruf sahipleri bu artışı TL'ye dönmek için bir fırsat bilmiş.
YERLİ DERECELENDİRME ŞİRKETİ KURULUYOR
Yerli kredi derecelendirme kuruluşu çalışmalarında bir gelişme var mı?
Bu yıl içinde şirket kurulacak. Bu bir başlangıçtır. İlk etapta Türkiye'de bankaların kredi kullandırdığı şirketlere not verecek. Böylelikle, bankalardaki risk ağırlıkları önemli ölçüde düzenlenecek. Şirket zamanla oturacak. İleride Uzakdoğu, Ortadoğu ve Afrika'da ülkelerin notlarını veren bir şirket haline gelmesini arzu ediyoruz. Nasıl olacak demeyin... THY bugün nasıl küresel bir marka haline geldiyse bu şirket de iyi bir çalışmayla dünyada saygın ve bilinen bir firma haline gelebilir.
ISLAMIC RATING ORTAK OLMAK İSTİYOR
Ortakları bankalar mı olacak?
Dünyadaki kredi derecelendirme kuruluşları gibi bir ortaklık yapısı olabilir. Bankaların yanı sıra özel şirketler de bu yapıya girebilir. Daha şirket kurulmadan ortaklık teklifi gelmeye başladı. Mesela, Islamic Rating Agency teklifte bulundu. Bazıları çıkıp 'Fitch, Moody's, S&P yüz yıllık şirketler. Onlara nasıl rakip olacaksınız?' diyor. O mantıkla düşünürsek Türkiye'nin hiçbir şey yapmaması gerekir. O zaman uçak da yapmayalım tank da yapmayalım yerli otomobil de yapmayalım.
GÜÇLÜ YABANCI İLGİSİ SÜRÜYOR
Sendikasyonlarda bir sorun yaşanıyor mu?
Sendikasyonların yenilenme oranı yüzde 110'larda. Sektöre yurtdışı fon sağlayıcılarının ilgisi güçlü şekilde devam ediyor. Bankalarımız sorunsuz bir şekilde yurtdışından kredi sağlamaya devam ediyor. Yapı Kredi hem öz sermayesini artırıyor hem de birincil sermaye benzeri kredi alacak. Türk bankalarına yabancı ilgisi Denizbank örneğinde olduğu gibi devam ediyor. Derecelendirme kuruluşlarının dediği gibi sektör zayıf durumda olsa bunlar olabilir mi?
KURUMSAL ŞİRKETLERE SINIR
Bankaların döviz pozisyon açığı var mı?
KOBİ'lere dövizle borçlanmada sınır getirildi. Kurumsal şirketlerde de bu yapılacak. Onlar KOBİ'lere nazaran hedge mekanizmasını daha iyi kullanıyorlar ama Merkez Bankası çalışıyor. Yönetilemediğini görürse orada da düzenleme yapacak. Zaten bankaların döviz pozisyon açığı bulunmuyor. Döviz kullandırdığı müşterilerinden dolayı bir etki oluşturur mu? Döviz kredileri ve dövize endeksli kredilerin payı sırasıyla yüzde 34 ve yüzde 3... Yönetilebilir bir alan...
TURİZMDE YAPILANDIRMA YAPTIK KÖTÜ MÜ OLDU?
Son dönemde artan yapılandırma talepleri sektörde sıkıntı yaratır mı?
Yapılandırılmış krediler toplam kredilerin cüzi bir kısmını oluşturuyor. 2.3 trilyon TL'lik kredi hacmi içerisinde yönetilebilir bir durumda. Yani bir sıkıntı yok. Ayrıca yapılandırma isteyen şirketlerin borcu silinmiyor ki...O şirketler faizi de anaparasını da ödüyor. Yani borçlarının üzeri silinmiyor.
Başladıktan sonra önü alınamaz denildi.
Varsayımla hareket etmek doğru değil. Geçmiş yıllarda turizm sektöründe sıkıntı olduğunda yapılandırma yaptık. Kötü mü oldu? İyi de yaptık. Şimdi turizmde patlama yaşanıyor. Gelecekle ilgili beklentileriniz olumluysa neden yapılmasın? Zaten yapılandırma talep eden şirketler kâr eden, faaliyetlerini sürdüren ve bu borçlarını ödeyebilecek durumda bulunan şirketlerdir.
Konut kredilerinin faizleri indirildi. Ticari kredilerde de faizler iner mi?
Ticari kredilerdeki faizlerin piyasadaki olumlu gelişmelerle birlikte, kredi hacmindeki azalmanın da etkisiyle düşmesini beklemekteyiz.