İster seçim yatırımı desinler, ister cambazlık yapıldığını iddia etsinler. Bana göre, hükümetin son dönemde yaptığı en doğru iş akaryakıtta Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) düzenlemesi oldu.
Eminim, trafiğe kayıtlı 22.3 milyon aracın sahibi de benimle aynı görüştedir.
***
Devreye giren eşel mobil sistemiyle, akaryakıt fiyatlarına gelen benzin ve dolar kuru kaynaklı zamları artık hissetmeyeceğiz.
Çünkü, hükümet benzin ve dolardaki artış oranı kadar
ÖTV'den vazgeçecek.
Böylece pompadaki fiyat sabit kalacak. Umarım, bu ayarlama sadece dövizdeki hareketlilikle sınırlı kalmaz.
Seçimlerden sonra da devam eder. Hatta kalıcı bir ÖTV indirimi gelir.
***
Bakmayın öyle...
Tamam, bugün benzin ve motorinin toplam ÖTV'si 58.2 milyar liraya çıkıyor. 11 milyar lira ise doğalgaz ve diğer ürünlerden sağlanıyor.
ÖTV'de kalıcı bir indirim bütçe dengesini bozabilir belki ama birçok makro ekonomik göstergeye de olumlu yansır.
Anlayacağınız. Aradaki kayıp başka türlü telafi edilebilir.
Bunu kafadan sallamıyorum.
Konuyla ilgili birçok çalışma var. Eski hesap uzmanlarının bir değerlendirmesini hatırlıyorum.
Misal, akaryakıttaki ÖTV kalıcı olarak yüzde 10 düşürülse GSMH yüzde 0.1 artıyor.
ÖTV'deki düşüş kişilerin reel gelirlerini artırıyor.
Bu artış ekonomiye harcama olarak dönüyor.
Dolayısıyla büyümeye katkı sağlıyor. Vergi kaybı ekonomi canlanacağı için satışların artması ile daha da aza inebiliyor. Enflasyon 0.2 puan aşağı çekiliyor. Daha
da ilerisi var... Ulaşımda maliyet
avantajı elde edecek olan
ihracatçılarımız uluslararası
pazarda rekabet gücü kazanacak.
***
Velhasıl,
Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın kalıcı indirim gündeme geldiğinde topu hemen taca atmaması gerekir. Bakan Ağbal,
bu hesaplamaları dikkate
alarak ya kalıcı bir indirime
yanaşmalı ya da akaryakıt
ürünlerinin vergilendirmesindeki
modeli değiştirmeli.
Biliyorsunuz, uygulamada ÖTV üzerinden
KDV hesaplanıyor.
Yani verginin üzerinden vergi alınıyor.
Maliye'nin ÖTV'li fiyata uygulanan KDV'de de indirime gitmesi gerekir.