Düşünüyorum da, Türk Tabipleri Birliği'nin yaptığı çirkin açıklama aslında memleketin hayrına oldu. Yoksa sayılarını dahi bilmediğimiz, hayatın gerçeklerinden kopuk yaşayan, üyelerinin parasıyla siyaset yapan, ilke diye internete koydukları Mao bildirilerini dayatan, Türkiye'yi saran bu ağ temizlenmezdi. Allah'tan bu çıkışı yaptılar da kendilerini ülkenin sahibi sanan tırnak içindeki 'meslek' ama gerçekte 'siyaset' örgütlerine çekidüzen için düğmeye basıldı.
Bana göre, bu meslek örgütlerinin başındaki 'Türk' veya 'Türkiye' ibaresinin kaldırılmasının sembolik bir değeri var. Önemli olan bu yapının denetlenebilir, zorunlu aidatlardan arındırılmış, meslek sorunlarına öncelik veren bir hale gelmesi ve arkasına aldıkları kamu gücünün bitirilecek olması...
***
Biliyorsunuz,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sert açıklamaları sonrasında bakanlardan oluşan bir komisyon hızla yasa çalışmalarına başladı. Komisyon üyelerinden biriyle geçen gün uzun uzun sohbet etme fırsatım oldu.
Sohbetten çıkardığım notları burada paylaşmak istiyorum. Anladığım kadarıyla, bu meslek örgütlerinde en büyük sorun denetim
. Sıkı bir denetim olmadığı için bu örgütlerin topladığı aidatların nereye gittiği belli değil. Paralar, başkan ve yönetimin uhdesinde harcanıyor.
Girin tartışılan örgütlerin
internet sitelerine... Üyelerine dönük bir proje hazırlamışlar mı inceleyin. Ben bulamadım doğrusu...
Komisyonda tartışılan şu:
Bu meslek örgütlerinin parasal denetimi bir bakanlığa verilsin.
Aidatlara sınır getirilmesi ve zorunlu üyeliklere sınır getirilmesi de gündemde...
Meslek örgütlerinin
seçim sistemine de neşter vurulacağı belirtiliyor.
Hani Türk Tabipleri Birliği diyor ya, merkez konseyi ve odaların seçim usulü son derece demokratik. Üye olan her hekim aday olur, seçim barajı, liste zorunluluğu, seçilme kısıtlılığı yok. Hayır efendim... Öyle değil.
***
CHP'nin kurultayı sırasında deniliyordu ya "Atatürk gelse başkan olamaz" diye... Türk Tabipleri Birliği'nde de durum farklı değil. Yani
İbn-i Sina gelse birlik başkanı olamaz.
Zira, delege sistemi öyle güzel dizayn edilmiş ki...
50 Anadolu odası bir araya gelse ortak aday çıkarsa birlik yönetimini belirleyecek gücü yok. Hal böyleyken,
seçimde hep belli bir zümrenin kazanması
da kaçınılmaz oluyor elbette. Şimdi bu delege yapısında bir düzenleme yapılacağı söyleniyor. Eskisi gibi, Ankara, İstanbul,
İzmir odalarının hakimiyetinde bir birlik oluşması engellenecek anlayacağınız...
Umarım, kısa sürede yasal düzenleme netleşir.