Son dönemde herkesin kulağına şunlar çalınmıştır: 'Bimeks tahvil ödemesini gerçekleştiremedi', 'İflas erteleyen Aynes 50 milyonluk kupon ödemesini yapamadı', 'Dünya Göz Hastanesi tahvilde temerrüde düştü.'
Haberleri görünce insan tedirgin oluyor öyle değil mi? Ne oluyor, bu şirketlerde sıkıntı mı var, batıyorlar mı?
Hayır batmıyorlar...
Şirketleri için önemli bir finansman kaynağı diye düşünüp tahvil ihraç etmişler. O ara nakit sıkışıklığı yaşayıp belki tahvilin anaparasını veya bir kupon ödemesini yapamamışlar. Yüzde 14-15'e kadar çıkan mevduat faizleri vatandaşı cezbettiği için tahvile ilgi olmamış.
Eee, sonuç...
Ya bankadan para bulacak ya da varlıklarını satıp, yatırımcısına parasını ödeyecek. Üstüne üstlük Borsa İstanbul'dan da atılacak.
Peki elinde bu şirketin tahvili olan vatandaş ne yapacak? İşin ikinci el piyasası olmadığı için şirketten para bekleyecek.
Şimdi elinde 'junk bond'u (çürük tahvil) olanlar iyi dinlesin.
Çünkü, bu sistemi değiştirecek bir müjde geliyor.
Öğrendiğime göre, Borsa İstanbul'da tıpkı hisse senetlerindeki Yakın İzleme Pazarı gibi bir Junk Bond Pazarı kurulması planlanıyor. Böylece, bir kupon ödemesini yapamadığı için şirketler borsadan atılmayacak. Junk Bond Pazarı'na alınacak. Burada şirket bonoları işlem görmeye devam edecek.
Bu neye mi yarar?
Şirket tahvilden finans sağlamaya devam eder, vatandaş da risk gördüğünde satıp çıkar.
Sermaye Piyasası Kurulu ile görüşmelerin yapıldığını duydum.
Umarım kısa vadede böyle bir adım atılır.
Buradan özel sektör tahvil piyasasını dizayn eden kamu kurumlarına seslenmek istiyorum: Junk Bond Pazarı dışında özel sektör tahvil piyasası için bir de sigorta fonu sistemi getirin. Şirket ödeme yapamazsa sigorta şirketi devreye girsin.
Böylece vatandaş korkmadan özel sektör tahvillerine akın eder.
Piyasada ne gerginlik kalır ne de ölü doğum sancısı...