Aramız zaman zaman gerilse de en büyük ihracat pazarlarımızdan birisi 560 kilometrelik sınır komşumuz İran'dır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çizdiği 2023 vizyonuyla İran ile ticaret hacmi 50 milyar $'a çıkarılmaya çalışılıyor. Hatta daha dün işadamlarıyla İran'a giden Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türk Ticaret Merkezi'ni açarak hedefi teyit etti. Ama ne hikmetse Türkiye'de bu vizyonu durduracak gelişmeler yaşanıyor.
Anlatayım...
Türkiye'nin önde gelen holdinginin bankası -haydi ismini de vereyim- Yapı Kredi'yle ilgili aldığım bir istihbaratı duyunca çok şaşırdım. 50 ülkeye yapı sistemleri ihraç eden firmayı, 10 yıldır çalıştığı Yapı Kredi bir anda sisteminin dışına çıkarmış. Bankaya sorduklarında "İran'a ihracata başlamışsınız, kriterimize göre cironuzun yüzde 20'sini bu ülkeden kazandığınız için sizinle çalışamayız" yanıtını almışlar.
Firmanın sattığı ürünlerin ABD ambargosunu kapsayıp kapsamadığına baktım. Böyle bir sıkıntı yok. Mali yapısı mı zayıf? Hayır...
Eee, öyleyse...
Yapı Kredi ve BDDK'yı aradım. Banka firmanın sistem dışına çıkarılmasının gerekçesini 'uluslararası kurallar bunu gerektiriyor' diye açıkladı. Üstelik, aynı uygulamaları başka bankaların yaptığını da iddia etti. BDDK'yı aradım, Yapı Kredi onlara da benzer cevap vermiş. Kurum konuyu inceliyor. Zira yabancı bir bankanın da benzer uygulamalara başladığına dair duyumlarım oldu. (Onu da netleştirince ismiyle yazacağım) Kamu bankalarındaki kaynaklarım kendilerinde böyle bir uygulamanın hayal bile edilemeyeceğini söylüyor.
Malum konu ciddi. Hükümet konuyu açıklığa kavuşturmalı. Şu sorular cevap istiyor.
Koç Grubu İran'la ticaret yapıyor mu?
Bankası Yapı Kredi'nin "İran'a ticaret yapıyor" diyerek müşterisini yaka paça atmasını nasıl karşılıyor?
Firmanın İran'a ticaretinde Yapı Kredi'nin hiçbir rolü olmamasına rağmen bu aşırı paranoya niye?
İran'a ihracat kaydı bulunan 20 bine yakın firma risk altında mı?
İran'da konuya vakıf olan Ekonomi Bakanı Zeybekci nasıl bir yol izleyecek?