Sonunda söyleyeceğimi baştan yazayım. Hükümet öyle sağa sola benim veya sizin paranızı dağıtıp durmasın. Hele hele "piyasa durgun, canlandırın, öldük, bittik" diye naralar atanlara tek kuruş vermesin.
Niye mi?
Biliyorsunuz 2016'dan bu yana esnafı da KOBİ'si de büyük patronu da ağlıyor. Bu ağlamaya dayanamayan hükümet piyasayı canlandırmak için harekete geçiyor. KOSGEB'de kesenin ağzı açılıyor, Kredi Garanti Fonu devreye giriyor, kamu ve özel bankalar aracılığıyla nefes kredileri başlatılıyor.
Peki devletin verdiği faizsiz krediyi alan ne yapıyor dersiniz?
Hemen emlakçısına koşup 1.2 milyon TL'yi villaya yatırıyor, üzerine Mercedes'ini yeniliyor, hadi bir de "Kanal İstanbul'un olası güzergahlarından arsa toplayım" derdine düşüyor. Veyahut dolar alıp yastık altına atıyor. Bunları yaparken utanmadan bir de "Şirketimiz zor durumda" deyip işçilerini kapının önüne koyuyor. Bunları daha önce yazdım, çizdim.
Okuyan üç-beş kişi vicdan yapar sandım.
Ama olmadı maalesef...
Hatta KOBİ'lerin yeni Ali Cengiz oyununu duyunca "Artık bu kadarına da pes" dedim.
Bakın, bu kendini kurnaz zanneden KOBİ'ler ne yapıyormuş?
Hükümetin sağladığı faizsiz kredileri yeni bir şirket kurup onun üzerine çekiyorlar. Sermaye ihtiyacı olan mevcut şirketini de göz göre göre batırıyorlar. O şirketten alacağı olan firma darboğaza giriyor. Devlet şirketten alacağı vergiyi toplayamıyor. Nasıl alacak ki....
Eski şirket mevta olmuş, vergi-prim borçları da bütçeye kara delik...
2017 başından bu yana "Şu krediyi aldım da işimi büyüttüm" diyen hiç örnek duymadım. Umarım içlerinde düzgün KOBİ'ler ve esnaflar vardır. Kötülerin yanında iyilerini de yazmak kısmet olur.
Buradan yetkililere sesleniyorum: 6 yaşında bir kızım var. Onun rızkından aldığınız vergilerle gidip Ali Cengiz'leri beslemeyin.
Vallahi billahi hakkımı helal etmem...