Düşünüyorum da Merkez Bankası dün faiz artırmasa ne olurdu?
Hani piyasadakiler diyor ya "Başka çaresi yoktu, doları tutamazdı" diye...
Eee?
Para Politikası Kurulu (PPK) faizi piyasanın dahi beklemediği kadar artırdı. Döviz kuru 5 dakikalığına düşermiş gibi yaptı. Sonra hukuki bağlayıcılığı olmasa da Avrupa Parlamentosu kararı bahanesiyle yeniden fırladı. Deyim yerindeyse; attığı taş, ürküttüğü kurbağaya değmedi...
Sonuç ne mi oldu?
Bana göre, bir süredir Merkez Bankası'nı kurla imtihan eden piyasa kazandı. Neden mi böyle diyorum. Çünkü, piyasaya istediğinden fazlasını verirsen daha da fazlası için bastırır. Bir kere baskıya boyun eğersen bunun arkası gelir. Misal, PPK öncesinde üst bantta 25 baz puanlık bir yükseliş bekleyen piyasacılar dünkü kararın ardından birbirlerine "50 baz puan artıran, 3 puan daha yapabilir" 'tweet'leri atmaya başladı. Onlara göre, siyasetçiler ülkeyi büyütmek için 'faiz indirimi' istediğinde bağımsızlığını tartışmaya açtıkları Merkez Bankası ve yeni başkanı Murat Çetinkaya 'faizi beklediklerinden daha fazla artırarak' bağımsızlık rüştünü ispatladı.
Piyasacıların kendi arasında attığı tweetleri "Bir sonraki toplantıda görüşürüz" diye okumak gerekiyor.
Malum, aralıktaki PPK öncesinde bahane de çok. Merkez faiz için 20 Aralık'ta toplanacak.
Ondan önce küresel bazda doların ateşini yükselten Fed toplantısı var. 13-14 Aralık'ta.
Hemen arkasından 15-16 Aralık'ta Türkiye'nin müzakerelerini durduran parlamento kararının görüşüleceği AB Liderler Zirvesi...
Umarım, Merkez Bankası yönetimi geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarmasını biliyordur. Bu ülkenin vatandaşı da işadamı da esnafı da piyasa baskısına yenilip gece yarısı yapılan faiz artırımlarının acısını yıllarca çekti. Ülkenin ne kaybedecek zamanı, ne de boşa sıkılacak kurşunu var.