Her ne kadar hepimiz Portekiz'in bizim kalitemizde olmadığını, bizim için gerçek bir rakip olmadığını bilsek de dünün belki de gizli rakibi günün ilk gün olmasıydı.
Portekiz'in bir şey yapacağından değil. Bazen ilk gün sendromu; gereksiz bir telaş, adını ve şeklini ne koyarsan koy bir takım zorlukları başlarken yaşamak bu işin doğasında var. Diğer başlangıç maçlarına bakarsak turnuvanın favorilerden İspanya, galibiyet için Polonya önünde son topa kadar öldü öldü dirildi.
Fransa, Letonya karşısında çok zorlandığı karşılaşmada son çeyrekte maçı koparabildi. Slovenya Bulgaristan'a, Yunanistan ise Bosna Hersek'e ilk 3 çeyrek üstünlük sağlayamadı.
ENES GÜVEN KAZANDI
Biz dün rakibin tecrübesizliğine bakmadan 40 dakikayı ciddiye alarak oynadık. Bir gün önce söylemiştik; bu maçlar oyuncuların şampiyona içinde gelişmesi, özgüven kazanması için en güzel fırsatlardır diye. Enes Kanter, 14 sayı ve 7 riband ile bu maçta çok ihtiyacı olan güveni ve inancı kazandı. Bir oyuncu iyi oynadıktan sonra konuşmak çok kolay. 1.5 yıldır hiç resmi maç oynamadı. Enes dün sahada tecrübeli, ne yapacağını bilen bir oyuncu gibi oynadı. Demek ki içinde varmış ve böyle bir fırsat çıkınca iyi değerlendirdi. Bir de Ömer Onan. Hem attılar hem de arkadaşlarına attırdılar.
Kerem Tunçeri geceyi 6 asistle kapattı.
Üzerlerinden tedirginliği attılar.
İzzet bir tek uzun değil, 'becerikli uzun.' Çember altında oynayabiliyor. Oyuna bakışı ve vizyonu çok farklı. Çok değerli bir oyuncu. Bu onun için unutulmayacak bir turnuva olabilir. İhtiyacımız olan ivmeyi dün savunmada sertlik yapıp, tüm oyuncuların hem istatistiğe hem de galibiyete katılımıyla kazandık. Bugünkü İngiltere maçı da bundan farklı olmayacak.
Bu bize iki maçı oynarken Litvanya'yı düşünme ve asıl üçüncü rakibimize konsantre olma şansını kazandırdı.