Açılış maçımızın rakibi Portekiz. Bugün burada olmalarının tek sebebi Avrupa Şampiyonası'nın 24 takımlık şablonu. Şablon 20-22 takım ile sınırlandırılmış olsa şu anda yazın son günlerini yaşayan sıcak Atlantik sahillerinde televizyon karşısında maçları seyrediyor olacaklardı.
Yani grubun da şampiyonun da belki de en zayıf halkası. Hani mahallede ufaklığı kaleye geçirirsin maç öncesi 'Atayım birkaç tane top da ısınayım' dersin ya... İşte öylesine bir maç... Onların bir amacı olmasa da gruba onlarla başlamanın bizim için çok artıları var. Bu tip şampiyonalarda çoğu oyuncular ve takımlar turnuvanın içinde gelişir. Tam Enes Kanter'in adım adım büyüyeceği bir başlangıç maçı...
Hazırlık döneminde fazla şans bulamayan Oğuz'un kirini pasını atacağı bir maç... Ömer Aşık'ın sakatlığından iyice özgüvene ulaşması için güzel bir başlangıç. Cenk'e moral dakikaları, Sinan'a 'hoş geldin arkadaş' maçı... Kısaca böylesine sert bir turnuvada bundan iyisi can sağlığı başlangıcı.. Bugünün ana hedefi olarak hazırlık maçlarında da çok iyi kurguladığımız savunmayı daha bir bileylerken, sıkıntı çektiğimiz hücumumuzu da rayına oturtmak, çember altından gerekli başlangıç moralini bulmak için bize fikstürün bayram hediyesi...
TEKNİK+TAKIM RUHU+TECRÜBE
Bugün koçumuz Orhun Ene hazırlık maçlarında izleyip, gözleyip kafasında oluşturduğu kurguları artık net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bu maç aynı zamanda bizim turnuva şablonumuzun da başlangıcı olacaktır.
Biz çoğu takımın aksine buraya kadar çok az hazırlık maçı ve ağır antrenman felsefesiyle geldik. Bunun fiziksel direniş mükafatını turnuva ilerledikçe alacağımıza inanıyorum. Bugün ise başarıyı teknik beceri+takım ruhu+tecrübe ile yaratabilecek takımımızın iyi organize edilmiş hücumlarla iyi seçilmiş atışlarla yaratması herkes için daha moral verici ve inanç artırıcı bir başlangıç olacaktır.
Avrupa Şampiyonası Bayramı'na Şeker Bayramı kutlaması ile başlamak hoş bir tesadüf oldu ayrıca...