Teşekkürler bizi maçtan hiç kopartmayan inancınıza, teşekkürler hiç bitip tükenmek bilmeyen mücadele gücünüze, teşekkürler hiçbir gerginlik yaşamadan bu zor günün tansiyonu ustalıkla kaldıracak zihinsel motivasyonu kusursuz veren teknik ekibimize, yöneticilerimize ve çok çok teşekkürler ay-yıldızlı formanın ona çok yakıştığı şans meleğimize diye başlayarak hepinizin duygularını paylaşmış olayım.
Dün ilk 8'e adımızı yazdırma maçı. Her ne kadar bu şampiyonada onlardan daha sert, güçlü ve olumlu olduğumuza dair inancı yaratmış olsak da, Slovenler de Yugo ekolünün bölünmüş temsilcisi ve oyuncu yetiştirme fabrikası bir ülke. Maç beklediğimiz gibi hiç kopmadı. Biz en büyük zorluğu tepe noktada oyun kurucu ile pivotların oynadığı pick&roll dediğimiz ikili oyunları savunurken yaşadık. En çok sayıyı da oradan ve Nachbar'ın postup'larından yedik. Yediğimiz averaj sayımızın üzerine çıkınca, onu dengelemek için gerekli hücum artısını da yaratmalıydık. Hakkımız olanı, inandığımızı almak için. Kaya, Kerem, Ermal ve maç başında da Fatih'in katkılarıyla pota altında değerli üretim yaratırken Kaya ile Kerem araya birer de üçlük sıkıştırarak performanslarını doruğa çıkardılar.
Eş dost konu komşu sporsever soruyor; "Bu Cenk Akyol, bu Engin Atsür nereden çıktı" diye. Dur daha, esas şimdi geliyordu onların gerçekten ortaya çıkacakları an. Son 6 dakikada top el yakarken, hiç unutulmayacak 5'te 5 üçlük serimize en değerli katkıyı sağlarken bu gencecik yaşlarında Dünya Şampiyonaları'nın en iyi derecesini alan ekibe girerek tarihe geçtiler bile. Eşin dostun suali hiç bitmez ki! "Hocam kim sence bu maçın esas kahramanı?" Hangisi seçersem bir diğerine ayıp olur. İstatistikler tabii ki çok değerli ama bugünlük onları bir kenara bırakalım, o kağıtlarda atanı, tutanı görürsün de kenarda havlu sallayan Semih'i, önce sahada, sonra kenarda zıp zıp yerinde duramayan Hakan'ı, İbo'nun heyecanını, gözyaşını o bütünleşmeyi rakamlayacak bir istatistik yok ki.
Yaratılan takım ruhu da sahada istediklerini beceremediğin gün oyunu dengelemek için gerekli en pozitif etken. Cenk ne güzel özetledi maç sonrası; "Her birimiz diğer 11 kişiyle gurur duyuyor" diye.
İtalya, Sırbistan, Brezilya Dünya Şampiyonası'nın devamını evlerinden izleyecekler. Biz Japonya'da ve ilk 8'deyiz. Tabi gururlanacağız hepsiyle yarattıkları derece için, sevginin paylaşmanın en değerli güç olduğunu herkese gösterdikleri için.
Şimdi önümüzde o değerleri daha da arttırıp birleşip, daha da bütünleşmemiz gereken bir Arjantin maçı var. Zorun nasıl başarılacağını yaşayıp görmek için. Haydi çocuklar!