Oyuncu Ahmet Kural bir komedi filmiyle beyazperdeye döndü... Uzun bir süre dizi çekimleri nedeniyle Kıbrıs'ta yaşan Kural'la, başrolünü Ecem Erkek ile paylaştığı ve kadrosunda İlker Aksum ile Mehmet Özgür'ün yer aldığı Müjdemi İsterim filmi için buluştuk. Bir aile komedisiyle sinemaseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanan Kural ile filminin yanı sıra hayata, yaşadıklarına, çıkardığı derslere dair konuştuk.
- Yeni bir filmle güldüreceksiniz. Nasıl bir komedi bu, romantik mi, aksiyon mu?
- Romantik değil, bir aksiyon komedi. Birbirini tanımayan, birbiriyle ilgisi olmayan iki insan Bulut ve Müjde. Bir cinayet üzerlerine kalıyor. Bu durumdan kurtulmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Düştükleri komik durumları anlatıyoruz, cinayetten kaçarken kendilerini ispat ederken yaşadıklarını konu ediyoruz. Ecem'le oynamak hep hayalimdi ve çok zevkliydi.
- Dışardan bakınca da komik biri gibi duruyor...
- Çok ciddi aslında...
- Siz de ciddi birisiniz sanki. Karakterlerinizle, gerçek kimliğiniz birbirine zıt gibi... Daha cool'sunuz sanırım...
- Cool görünürüm ama konuşmaya başladığımda komiğimdir. Cool olayım diye bir çabam yok, eğlenceliyimdir. Ecem de öyle, bizim için büyük bir şanstı... İnşallah devamı gelir onunla projelerimizin. Çekerken aşırı eğlendik. Filmin yüzde 70'i gece çekimi olduğu için enerjimizi toplayıp toplayıp, elimizde eteğimizde ne varsa döktük. Kamera arkası bizim işlerde çok çok komik olur.
- Gülmeye ihtiyacımız var. Türk seyircisi de komediyi seviyor değil mi?
- Çok seviyor ama bu her ülkede öyle. İnsanlar güzel günlerden geçmiyor olabilir, bunalımlı zamanlar olabilir, tarihe de baktığımızda buhranlı zamanlarda bir komedyen çıkmıştır ve insanları sinemaya çekmiştir. Her ülkede ve dönemde böyledir bu. İnsanların gülmeye ihtiyacı var.
- İnsanları güldürmek ağlatmaya göre daha mı zor?
- Güldürmek bana kolay geliyor. Ağlatmak biraz daha zor geliyor. Bir komedyen olarak ki bana öyle diyorlar; ağlatmak, ağlamak keyif verebiliyor çünkü beklemiyor seyirci bunu.
- Siz kendinizi komedyen olarak mı tanımlıyorsunuz?
- Komedyenim. Komedyenlik oyunculuk. Güldürüyorum insanları ve seviyorum. Takdir gördüğüm işler komedi oldu. O yüzden de seviyorum.
- Zaman zaman komediyle değil de başka bir alanla başlasaydım neler olurdu diye düşünür müsünüz?
- Aslında dramla başlayan bir kariyerim var. Ufak ufak komediyle girdim piyasaya ama Çalgı Çengi'yle durum aldı başını gitti.
- O iş tuttu madem neden 3-4- 5-6 diye devam filmleri çekmediniz? Bir komedi tuttu mu adettir bizde...
- Birinci film tutmadı çünkü, kimse izlemedi, 59 bin seyirci izledi. Sonra kulaktan kulağa yayıldı, biz o noktada sadece ikinciyi yapabildik. Ve farklı işler yapalım istedik. Bu iş tutarsa ikinciyi yaparız ama...
HAYAT EVİRE ÇEVİRE İNSANI BÜYÜTÜYOR
- Derler ki 20'ler, 30'lar ama özellikle 40 değiştirir insanı... Size ne oldu?
- Ben yedi yaşımdan itibaren değişmeye başladım (gülüyor). Değişiyor insan. Fikri, eylemi değişiyor. Hayat alıyor sizi başka bir tarafa atıyor. Ben hep hareketliydim, 20'lerimde de böyle hareketliydim, 40'ımda da böyleyim, 50'de böyle olacağım.
- Bir hayat felsefeniz var mı?
- Kul hakkı yeme. İyi bir insan olmaya çalış. Hem işimde hem özel hayatımda hep çalıştım.
- Yanlış tanındığınızı, size karşı önyargılı olunduğunu düşündünüz mü?
- Bu işe girdiğimden beri hep öyle. İnsanlar bizi ekranda görüyor, hakkımızda duydukları şeyler üzerinden yorum yapıyor.
- Aile bağları kuvvetli biriymişsiniz.
- Evet kesinlikle. Ecem filme girince önce ananemi ve akrabaları aradım. Her bayram ziyaretlerim olur. Gelenekçiyimdir. Her gün bir kez annemi muhakkak ararım, duymam lazım sesini. Herkes ana kuzusudur, gerektiği kadar.
- Çok güzel giden bir ilişkiniz var. Nasıl geldi size bu ilişki?
- Çağla'cığım ile üç seneyi aştık. Hayat arkadaşım benim, her kararı birlikte alırız, bana desteği sonsuzdur, olumlu biridir, olumsuz tarafı yoktur. Hep böyle enerji veren, pozitif biridir. Hem ruhumu hem kişiliğimi çok pozitif yönde etkiliyor.
- Çekinceleri olmadı mı bu ilişkiye başlarken?
- İlla ki olmuştur ama onun bu dünyada çekineceği bir şey olduğunu sanmıyorum. Çok güçlü, sağlam bir kişilik.
- Evlilik var galiba?
- İnşallah bu yıl içinde olsun istiyorum, uzamasın, en kısa zamanda.
- Baba olmayı da hayal ediyor musunuz?
- Tabii ki. Hak eden her erkek baba olmalı. Baba olmayı bilen, becerebilen her erkek baba olmalı. Ben güzel baba olurum, iyi baba olurum, güveniyorum kendime...
ÜLKEDEN AYRILIP BAŞKA BİR ÜLKEDE OLMAK İYİ GELDİ
- Bir dram dizisinde rol alıyordunuz, "Komediye döndü" dendi sizin için...
- Bir yere gidip dönmek diye bir şey değil bu. Kıbrıs Türk'ünün bağımsızlık mücadelesini anlatan bir dram işinde rol aldım. O sıradan bir drama değil, bir görev gibiydi. Tüm rol arkadaşlarım için de böyleydi. Çok güzel oldu.
- Kıbrıs'a bir dizi çekimi için gitmek zamanlaması itibariyle size iyi geldi mi?
- İyi geldi. Hem mesleğim açısından bir dramda oynamak, tarihi belgesel tadında bir işte oynamak, bir görev üstlenmek benim için iyi oldu. Bir yıl Kıbrıs'taydım, çok rahat bir çalışma ortamımız vardı. Kapalı Maraş gibi yerde setimiz vardı. Çok acayip bir deneyim oldu. Bir Kıbrıs aşığı olarak döndüm.
- Popülerliğin ardından bu kadar uzak kaldığınız olmuş muydu piyasadan?
- Aslında benim işlerimin arası hep açıktı. İki sene aralar, üç sene aralar. Tabiri caizse özlettik kendimizi. Bizim işimize yarıyor bu durum, seyirci özlüyor, biz özlüyoruz.
- Kişisel anlamda nasıl geldi uzak olmak?
- Ülkeden ayrılıp başka bir ülkede olmak iyi geldi. Çok mutluydum, böyle bir sakinlik, sessizlik iyi geldi bana. Bu bir tercih değildi, "Aaa gidiyorum başka ülkede" kafasıyla, özellikle istemedim.
- Dram işinde bir komedyen hemen kucak açılarak kabul edilmiyordur sette sanırım...
- Böyle bir anım var. Kanlı Noel gecesi çekilecek. Türk mahallelerine baskın oluyor EOKA tarafından. Gece setteyiz, Kıbrıs'tan gelen oyuncular var, herkes rolde. Galiba benim geleceğimi tahmin etmiyorlardı, o dramatik sahnenin içinde başladılar gülmeye. "Niye gülüyorsun?" diyorum, "Fikret geliyor" aklımıza diyorlar...
- Komedi canlandıran oyuncuların sokakta gördüğü reaksiyon da samimiyet sınırlarını aşıyor zaman zaman...
- Bize neler neler yaptılar. Filmdeki küfürleri yediğimiz oldu, gelip dürtüp, tekme atanlar da oluyor. İnsanımız sevdiği zaman, karakteri benimsediği zaman, oyuncunun zor zaman yaşaması doğal. Bizim de oldu.