Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SELAHATTİN DÖNMEZ

Kan grubuna göre diyetin faydası yok

Kan tipine göre beslenmenin sindirimi kolaylaştırdığı veya kronik hastalıklardan koruyucu olduğuna dair hiçbir kanıt yok. Kan grupları ile sindirim sistemi arasında vücutta bir ilişki bulunmuyor. Kan grupları ile yiyecek seçimi ve fiziksel aktivite önerileri arasında da bağlantı mevcut değil. Bir beslenme uzmanı olarak bu diyetin uygulanmasının mantıklı olmadığını açıkça söyleyebilirim

Kan grubunuza göre beslenmenin sizi daha sağlıklı yaptığını ya da zayıflamanızı kolaylaştırdığını gösteren hiçbir bilimsel kanıt bugüne kadar kanıtlanamamıştır. Kan grubu diyetiyle ilgili yüksek kaliteli çalışmalar hakemli tıp literatüründe yayınlanmamıştır. 2013 yılında The American Journal of Clinical Nutrition'da yayınlanan, dünyadaki tüm tıbbi literatürü analiz eden derleme çalışması kan grubu diyetinin sağlığa faydalı olduğuna dair hiçbir bilimsel çalışma bulamamıştır. 2014 yılında PLoS One adlı bilimsel dergide yayınlanan çalışmada 1455 kişinin kan grubuna göre diyet uygulamanın kalp damar sağlığını etkileyen parametreler üzerindeki etkisini incelemiştir. Sonuçta A kan grubuna sahip kişiler için önerilen bol sebze, meyve içeren bir diyetin kolesterol ve kan basıncı gibi kardiyometabolik risk faktörlerinde iyileşme sağladığı bulunmuştur.
Ancak bu gelişme yalnızca A kan grubuna sahip olan bireylerde değil, A tipi yani bitkisel ağırlıklı beslenen herkeste görülmüştür. Bu da kan tipine göre diyet savunusunun gerçekçi olmadığını göstermektedir. 2021 yılında Amerikan Beslenme ve Diyetetik Akademisinde yayınlanan, düşük yağlı vegan diyet uygulayan kişiler üzerinde yapılan bir çalışmada da kan grubu ile lipid seviyeleri veya diğer metabolik ölçümler arasında bir bağlantı da bulunmadığı bulunmuştur.



KAN GRUPLARI İLE LEKTİN ARASINDA BAĞLANTI YOK
Lektin baklagiller, buğday ürünleri, domates, yer fıstığı ve kaju, patlıcanda yoğun miktarda bulunan, tohumları böcek ve zararlı organizmalardan koruyan şeker bağlayıcı proteinlerdir. D'Adamo teorisine göre lektinlerin, bireyin kan grubu ile uyumlu olmaması durumunda kırmızı kan hücrelerinde kümeleşme gerçekleşmektedir demektedir.
Ancak bu konuyla ilgili yapılan bilimsel çalışmalarda yalnızca çiğ baklagillerdeki küçük bir lektin yüzdesinin belirli kan türüne özgü böyle bir etki oluşturabileceğine dair kanıtlar vardır. Bu da anlamsızdır, çünkü baklagilleri tüketmeden önce ıslatıp pişirdiğimizde lektinler kaybolmaktadır. Ayrıca insanların bağırsaklarında lektini parçalayan enzimlerde halihazırda bulunur ve parçalanan lektin molekülleri de kana karışamamaktadır. Kısacası kan grubuna göre lektin içeren besinlerin diyetten çıkarılması mantıklı değildir.



KAN GRUBUNA GÖRE DİYET UYGULANMAMALI
Kan grubuna göre beslenmede süt ürünleri, buğday, mısır ve bazı baklagillerin kısıtlanması üzerine kurulu hatta bazı spesifik sebzelerin mesela ıspanak gibi daha iyi zayıflamayı teşvik edebileceği belirtilmektedir. Aslında zayıflamanın temel kuralı spesifik bir yiyecek yemekten çok enerji metabolizmasını etkileyerek yağ dokusunun azalmasını sağlayacak enerji açığını yaratacak öğünler ve besinleri tercih etmekten geçmektedir. Doğal tüm besinler zayıflatmakla birlikte zayıflamayı da sağlamaktadır. Tüm taze sebze ve meyveler, baklagiller, kuruyemişler, süt ürünleri, rafine olmamış tahıllar ve sağlıklı yağlar yeterli miktarda yenildiğinde zayıflama kendiliğinden gerçekleşmektedir. Kan grubuna diyet uygulama rehberinde tüm kan gruplarının işlenmiş besinlerden uzak durması önerilmektedir. İşlenmiş ve ultra işlenmiş besinler kan grubuna göre sınırlandırmak değil iyi sağlık için temeldir.
Bu sebeple kan tipine göre diyet kısıtlayıcı bir uygulamayı gerektirir ve kişisel yeme davranışları tercihlerini göz ardı eder. Bireye özgü ve uygulanabilir değildir. Ayrıca organik besinler ve takviyeleri sıkça önerir ancak bu öneriler ekstra para harcamanıza neden olur. Yani diyet yapmak ekonomik olmaktan çıkar.
Kan tipine göre beslenmenin sindirimi kolaylaştırdığı, enerjiyi artırdığı veya kronik hastalıklardan koruyucu olduğuna dair hiçbir kanıt yoktur. Kan grupları ile sindirim sistemi arasında vücutta metabolik bir ilişki bulunmamaktadır. Kan grupları ile yiyecek seçimi ve fiziksel aktivite önerileri arasında da bağlantı yoktur. Bu nedenle bir beslenme uzmanı olarak bu diyetin uygulanmasının mantıklı olmadığını açıkça söyleyebilirim.



REAKTİF HİPOGLİSEMİ İÇİN 10 ALTIN BESLENME ÖNERİSİ
Hipoglisemi yemekten sonra kan şekerinin 2-5 saat sonrasında oluşan kan şekerinde düşme durumudur. İlk 2 saat içinde olursa Alimenter Reaktif Hipoglisemi, 3. saatte kan şekerinde düşme meydana gelirse idiyopatik reaktif hipoglisemi ve 4. saatten sonra görülürse geç reaktif hipoglisemi denilmektedir. Kan şekerinin yemekten sonraki bu 5 saatlik dilimi içinde 55-60 mg/dL altına meyil göstermesi hipoglisemi tanısı için önemli kriterdir. Reaktif hipoglisemisi olan kişilerin ailelerinde birinci derece yakınlarında tip 2 diyabet var ve hipoglisemi tanısı konulan kişi sürekli kilo alıyorsa tip 2 diyabet bu kişide kuvvetle oluşacaktır anlamına gelmektedir.
1. Mutlaka öğün sayınızı oral glikoz tolerans testine göre kaçıncı saatte doğru kan şekeri 55-60 mg/dL'ye yaklaşıyorsa bu temel kan şekeri düşme meyiline göre planlamak gerekmektedir. Eğer yemekten 2 saat sonra kan şekeri düşüyorsa toplam 6 öğün, 4 saat sonra düşüşe geçiyorsa kan şekeri o zaman toplam 4 öğün planlanmalıdır.
2. Hipoglisemisi olan kişilerin kan şekerini hızlı yükselten değil hızlı düşüren şeker ve şeker içeren tüm besinleri hayatınızdan çıkarması önemlidir.
3. Kan şekerinin ani düşmemesi için hipoglisemi hastaları öğünlerinde yağsız etlerden zengin besinleri mutlaka bulundurması değerlidir. İnsülin varlığında protein ve yağ içeren besinler kan şekerini değiştirmediğinden yumurta, kırmızı ve beyaz etler, tam yağlı süt ürünleri öğünlerde yer almalıdır.



4. Ara öğünlerde uzun süre tok kalmak ve kan şekerini dengelemek için yoğurt veya ayran hayat kurtarıcıdır. Özellikle saat 16:00 civarında aşırı açlık atağını önlemek için asla tost değil büyük su bardağı süt ürünü tercih etmek kilo ve kan şekeri kontrolü için dikkat edilmesi gerekir.
5. Kuru meyvelerin şekeri vücudun insülin ihtiyacını arttırır. Hipoglisemi hastalığından korunmak ya da tedavi olmak için hazır ya da taze sıkılmış meyve suyundan uzak durmalı, kuru meyveyi daha nadir daha sık ise taze meyve tüketilmelidir.
6. Süt hem sağlıklı protein hem sağlıklı yağ ve hem de sağlıklı hayvansal protein içererek kan şekerini dengede tutan özel bir besindir. Mutlaka acıkınca 1 su bardağı süt tüketmeyi alışkanlık haline getirin.
7. Kuru baklagiller kan şekerinin ani yükselmesini de ani düşüşünü de önleyen süper besinlerdir. Her ana öğünde kuru baklagiller yemek ya da haşlanmış olarak salatalarınıza bir miktar eklemeye özen gösterin.
8. Badem, Antep fıstığı içi ve fındık kavrulmamış olduğunda reaktif hipoglisemide yaşanan uykuya meyli önleyen sağlık iksirleridir. Yemekten sonra 1 avuç içi kadar yeterlidir.
9. Kafein içeren besinlerin hipoglisemiyi tetiklediği bildirilmektedir. Bu nedenle kahve içimini günde maksimum 2 fincan olarak sınırlamayı sağlayın.
10. Doymuş yağların insülin kullanımını olumsuz etkilediği bildirilmektedir. Krema, kaymak, yağlı etler ve şarküteri ürünlerinden uzak durun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA