Çağın korkulan hastalığı kanser... Her yıl 10 milyondan fazla insanın kanser yüzünden yaşamını yitirdiğini biliyor musunuz? Peki, ya kanser vakalarının üçte birinden fazlasının önlenebilir olduğunu? Uzmanlar 2030 yılına kadar kanser ölümlerinin 13 milyona kadar çıkacağını tahmin ediyor, tabii ki harekete geçmezsek! Genetik faktörler kadar yanlış beslenme de kansere yol açan nedenlerden biri.
DENGELİ BESLENMENİN ÖNEMİ
4 Şubat Dünya Kanser Günü'ydü. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre 2020 yılında dünya genelinde 19 milyon 292 bin 789 kişiye kanser teşhisi konulurken, 9 milyon 958 bin 133 kişi kanser nedeniyle hayatını kaybetti. En az stres kadar kanseri tetiklediği bilinen yanlış beslenme, obezite ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini de beraberinde getiriyor. Özellikle aşırı yağlı, taze sebze ve meyvelerden yetersiz, lif içeriği düşük, işlenmiş besinlerin sık tercih edildiği kötü beslenme tarzının kanser oluşumuna yüzde 25-30 oranında katkı sağladığı biliniyor.
KİLO, ZEMİN HAZIRLAYABİLİYOR
Dünya Kanser Araştırma Fonu, obezitenin başta mide, pankreas, kolon, meme kanseri olmak üzere çeşitli kanser türlerini tetiklediğini bildiriyor. British Journal of Nutrition dergisinde yayınlanan çalışmaya göre ideal kiloyu korumak ve kansere karşı savaşan besinlere beslenmemizde yer vermek kanserden korunmada ve kanser hücrelerinin çoğalmasını yavaşlatmada önemli bir yer tutuyor. Fakat şunun altını çizmekte fayda var: Hiçbir yiyecek tek başına kanseri önleyemez, ancak doğru bir beslenme düzeniyle vücudumuzu kansere karşı koruyabiliriz.
İŞLENMİŞ KIRMIZI ET RİSKLİ!
2015 yılında Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC), kırmızı eti olası bir kanserojen; pastırma, sosis, sucuk, salam gibi işlenmiş et ürünlerini kesin kanserojen olarak sınıflandırdı. Kırmızı et, vücuttaki hücrelere zarar verebilecek yüksek miktarda hem demir içerir Hem demir bağırsaklarda parçalandığında kanserojen olarak bilinen N-nitrozo bileşiklerinin üretimini uyarabilir. Böylece başta kolon kanseri olmak üzere pankreas, prostat gibi kanserlerin riskini arttırır. Journal of the American Medical Association'da yayınlanan bir araştırma, haftada 500 gramdan fazla kırmızı et tüketen kişilerin kolon kanserine yakalanma riskinin yüzde 20 daha yüksek olduğunu gösteriyor. İşlenmiş etler ise vücutta Nnitrozo bileşiklerine dönüştürülebilen nitratlar ve nitritler gibi ilave kimyasallar içeren kanser hücrelerinin çoğalmasına neden oluyor. Avrupa Kanser Dergisi'nde yayınlanan bir araştırma, işlenmiş et tüketimi fazla olan kişilerin kolon kanserine yakalanma riskinin yüzde 30 daha yüksek olduğunu belirtiyor. Dünya Sağlık Örgütü kanserden korunmak için günlük işlenmiş et tüketiminin kadınlarda 50, erkeklerde 85 gramı geçmemesi; kırmızı et tüketiminin ise haftada 500 gram ile sınırlandırılmasını öneriyor.
TAHIL VE KURUBAKLAGİL MUZİCESİ!
Diyet lifinden ve özellikle tam tahıllardan zengin bir diyetin kanserden koruyucu etkisi yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır. Lif, bağırsak hareketlerini arttırarak kabızlığı önlemeye yardımcı olur, bu da zararlı maddelerin kalın bağırsaktaki kalma süresini azaltarak kolon kanserine karşı korur. Ayrıca insülin seviyelerini düzenlemeye yardımcı olarak meme ve prostat kanseri riskini azaltmaya yardımcı olur. Çünkü insülin, kan şekeri seviyelerinin düzenlenmesinde yer alan bir hormondur, ancak aynı zamanda kanser hücrelerinin büyümesini de uyarabilir. Beslenmenize her gün bulgur, tam buğday ekmeği, kepekli pirinç, integral makarna gibi tam tahılları, haftada en az iki kez kuru baklagilleri ekleyerek kanser riskini azaltmak mümkündür.
FAST FOOD VE PAKETLİ ÜRÜNLER TÜKETMEYİN
Yağ, şeker ve enerji içeriği yüksek hamburger, kızarmış tavuk, patates kızartması, cips gibi fast food tarzı besinler ve gofret, çikolata, kraker, kurabiye gibi paketli ürünler obeziteyi tetikleyerek çeşitli kanserlerin görülme riskini artırır. Ayrıca çalışmalar kan şekerini hızlı yükselten bu tarz besinlerin endometriyal kansere neden olduğuna dair güçlü kanıtlar sunmaktadır.
FARKLI RENKTE SEBZE VE MEYVE HAYAT KURTARICI
Hayatımızın her anında bulabileceğimiz pazardan rahatlıkla alabileceğimiz meyve ve sebzelerin kanser oluşumu mekanizmalarını durdurduğunu biliyor muydunuz? Sadece harika bir vitamin, mineral ve lif kaynağı değil, aynı zamanda kanseri önlemeye de yardımcı oluyorlar. Kansere neden olan serbest radikallere karşı koruyan fitokimyasallar ve antioksidanlar ile yüklüdür bu yiyecekler. Rengarenk meyve ve sebzelerin içerdiği fenolik bileşikler; kansere neden olan, vücutta oluşan zararlı maddelerin oluşumunu önler, tümör hücrelerinin çoğalmasını baskılar ve en önemlisi oluşan kanser hücresinin kendi kendini öldürmesini sağlar.
ÇAYIN YEŞİLİ DE SİYAHI DA YARARLI
Hem siyah hem de yeşil çay yapısında güçlü bir antioksidan olan polifenolleri bulunduruyor. Siyah çay, yeşil çayın fermente edilmiş halidir. Yeşil çayda polifenoller siyah çaya göre daha fazla bulunduğu için yeşil çayın daha yararlı olduğu üzerinde duruluyor. Kanser riskini düşürmek için herhangi bir sağlık sorununuz yoksa günde bir-iki fincan yeşil çay veya üç-dört fincan siyah çay tüketebilirsiniz. Ancak sıcak içecekler yemek borusu kanser riskini artırdığı için çayın çok sıcak olmamasına dikkat edin, küçük yudumlar halinde içmeye özen gösterin.
ZEYTİNYAĞINI SOFRANIZDAN EKSİK ETMEYİN
Zeytinyağı, içinde bulundurduğu hidroksitirozol, oleokantal, oleuropein gibi polifenoller sayesinde kanserli hücrelerin gelişimini engelleyerek lösemi, meme ve kolon kanserlerine karşı korur. New York'ta Hunter Üniversitesi'nden bilim insanlarının yaptığı araştırma, zeytinyağına acımsı tat veren ve antioksidan özellikteki oleokantal maddesinin kanser hücrelerinin içine girerek 'hücrenin midesi' olarak nitelendirilen lizozomları, dolayısıyla kanseri bir saatten kısa sürede yok edebileceğini gösterdi. Oleokantalın çok az miktarda alınmasının bile melanoma, prostat, meme, karaciğer ve kolon kanseri yapan hücrelerinden temizleyen güçlü bir etkisi olduğu açıklanmıştır. Zeytinyağının sağlık üzerindeki bu etkilerine ulaşmak için günde iki yemek kaşığı zeytinyağı tüketilmesi gerektiği de bildiriliyor.
BESİNLERİ SAĞLIKLI PİŞİRİN
Kanserden korunmak için doğru yiyecek seçmek kadar doğru pişirmek de önemlidir. Kavurma, kızartma tarzı yüksek sıcaklıkta pişirilen yiyeceklerde yüksek düzeyde gelişmiş glikasyon ürünleri oluşur. Bu bileşikler, kanser de dahil olmak üzere çeşitli hastalıklarla ilişkilendirilmiştir. Kanser riskini artırabilen pişirme yöntemlerinden biri de ızgaradır. Et ızgara yapıldığında, kanserojen olan heterosiklik aminler ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar adı verilen kimyasallar üretir. Bu kimyasallar, etin yüksek ısıda pişirilmesiyle oluşuyor ve DNA'ya zarar vererek kansere yakalanma riskini artırabiliyor. Kanser riskini azaltmak için, yağsız et parçaları kullanın, ızgaradan önce etin marine edin ve fazla pişirmekten kaçının. Haşlama, ızgara ve fırında pişirme yöntemlerindeyse zararlı bileşikler açığa çıkmaz, besin değerleri de korunur. Bu nedenle kanserden korunmak için kızartma, kavurma gibi sağlıksız pişirme yöntemlerinin yerine haşlama, ızgara ve fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.