Bulaşıcı olmayan hastalıklar, dünyada en önde gelen ölüm nedenlerindendir.
Diyet alışkanlıklarının erken yaşta kazanılmaması, maalesef bulaşıcı olmayan hastalıklar dediğimiz diyet ile önlenebilen obeziteden kalp hastalıklarına kadar bir dizi kronik rahatsızlığın gençlerde giderek artmasına neden olmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü'nün yaptığı bir çalışmada, okul çağı çocuklarının yüzde 40'ının vücut ağırlığının normalin üzerinde olduğu, yüzde 15'inin de obezite sınırında bulunduğu saptanmıştır.
Çocukluk Çağı Şişmanlık Komisyonu'nun raporunda, çocukların ve adölesanların doymuş yağ, şeker ve tuz içeriği yüksek yiyecek ve şekerli içecek alımını azaltmak buna bağlı olarak da aşırı kilo alımını sınırlamak için kapsamlı öneriler getirilmiştir.
Temel öneri, çocukların ve adölesanların dijital medya da dahil olmak üzere bu tür gıdalar için her türlü pazarlamaya maruz kalmasını azaltmaktır.
Obezite ve başta diyabet olmak üzere obeziteye bağlı hastalıklar çağımızın en önemli halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Ülkemizde son yapılan çalışmalara göre yetişkinlerin yüzde 30'dan fazlasının, çocukların ise yüzde 20'sinin fazla kilolu ve obez olduğu görülmektedir. Obez olan çocukların yarısından fazlası yetişkin dönemde de obez oldukları için bu sorunun erken dönemde çözülmesi oldukça önemlidir.
Çocukluk çağındaki obezite artışından biyolojik etmenlerin yanı sıra esas olarak yüksek kalorili ve işlenmiş besinlerin tüketimindeki artış ve fiziksel inaktivite başta olmak üzere çevresel faktörler sorumludur.
BESİN BAĞIMLILIĞI RİSKİ
Yağ oranı yüksek olan fast-food yemekler, cips, kola, çikolata, bisküvi, kek gibi yiyecekler vücutta yağ birikimine sebep olarak obezite oluşmasına yol açmaktadır. Taze meyve, sebze, kurubaklagil, yumurta, et, tavuk, balık tüketimi teşvik edilmelidir.
Şeker ve yağ içeriği yüksek besinler hedonik sinyalleri uyararak bu tür besinlerin yeniden arzulanmasını sağlamaktadır. Şişmanlatan yiyecekler bir taraftan hızla yağa dönüşürken diğer taraftan insülin salgılanmasını artırmaktadır. Yüksek insülin düzeyleri ise beyinde doyma sinyallerini engellemektedir.
Buna "beyinsel açlık" denmektedir. Bu durumda çocuklar doysa bile aç olduklarındaki gibi kötü ve yorgun hissetmektedirler.
Çocuklar şekerli besinlerle karşılaştıklarında hedonik yolakları aktive olmakta ve bu besinlere doğru sürüklenmektedir.
Obez çocuklar, yiyecek markalarının logolarına bakarken kendilerini kontrol etme becerileri azalmakta ve kendilerini tutamayarak fast-food türü besinlere yönelmektedir. Bütün bunların gerisinde ise besin endüstrisinin devasa reklam bütçeleriyle çocukların besin tercihlerini ve tat duyularını etkileyerek çocukları yaşam boyu tüketiciler haline getirme stratejisi yatmaktadır.
TEDAVİDEKİ TEMEL HEDEF
Çocuk ve adölesan dönem büyüme ve gelişmenin devam ettiği bir dönem olduğu için bireye özgü tedavi programı uygulanmalıdır. Temel amaç, enerji alımı ve harcaması arasındaki dengenin tekrar kurulmasıdır.
Bu nedenle obez çocukların ve adölesanların beslenme tedavisinde enerjisi kısıtlanmış öğün planları önerilmemektedir. Çünkü çocuklarda ağırlık kaybının sağlanmasında uygulanan diyet kısıtlamaları yeme bozukluklarına, vücut kas kütlesinin azalmasına ve gelişmenin yavaşlamasına neden olabilmektedir.
0-1 YAŞ İÇİN ÖNERİLER
Anne sütü kesinlikle kesilmemelidir.
İlk altı ay tek başına anne sütü verilmeli, iki yaşına kadar tamamlayıcı besinlerle birlikte anne sütüne devam edilmelidir.
Altıncı aydan itibaren uygun tamamlayıcı besinlere azar azar başlanmalı, verilen tamamlayıcı besinler çocuğun ayına uygun olmalıdır.
İlk verilen tamamlayıcı besinler tatlı olmamalı, şeker, bal, reçel, bisküvi, muhallebi gibi besinlerin verilmesinin enerji alımını arttıracağı unutulmamalıdır.
Biberon yerine kaşıkla beslenmelidir.
Bebeğin her ağlaması açlık ağlaması değildir.
Düzenli aralıklarla büyüme ve gelişmesi izlenmelidir.
2-5 YAŞ İÇİN ÖNERİLER
Öğün atlanmamalı, öğün sayısı arttırılmalıdır.
Her öğünde dört besin grubundan yiyecek bulunmasına dikkat edilmelidir.
Çocuğun öğün saatinde sofraya oturarak başka şeylerle ilgilenmeden yemek yemesi sağlanmalıdır.
Fiziksel aktivite arttırılarak ve düzenli aralıklarla büyüme-gelişme izlenerek hızlı ağırlık artışı önlenmelidir.
Çocuğun yediği besin miktarları başka çocuklarla kıyaslanmamalıdır.
Şeker ve yağ içeriği fazla olan besinler çocuk istediği için ya da ödül olsun diye verilmemelidir.
Oyun oynarken ve televizyon izlerken yemek yememelidir.
6-18 YAŞ İÇİN ÖNERİLER
Düşük enerjili diyetler uygulanmamalıdır.
Öğün atlanmamalı, öğün sayısı arttırılmalıdır.
Her öğünde dört besin grubundan yiyecek bulunmasına dikkat edilmelidir.
Fiziksel aktivite arttırılmalı, büyüme ve gelişme izlenmelidir.
Sebze- meyve grubu besinlerin, tam tahıllı karbonhidrat türlerinin, kurubaklagillerin tüketimi arttırılmalıdır.
Yiyecekler ödül olarak sunulmamalıdır.
Odasına televizyon konulmamalıdır.
Yemek aile ile birlikte çoğunlukla evde yenilmelidir.
Çocuklarda obezitenin önlenmesi için porsiyonlar küçültülmeli, kahvaltı yapılmalı, günde bir saat fiziksel aktivite yapılmalı ve ekran başında geçen zaman iki saatten az olmalıdır. Çocuklar yavaş yemek yemeye ve erken yatmaya özendirilmeli, şekerli içecekler ve abur-cuburdan uzak tutulmalıdır.
TÜRKİYE'DE GIDA PAZARLAMASINDAKİ UYGULAMALAR
RTÜK, aşırı tüketimi tavsiye edilmeyen yiyecek ve içeceklerin çocuk programlarında gösterilmesini yasaklamıştır. Diğer programlarda yayınlanması halinde ekranın alt tarafında rahatça okunabilir şekilde dengeli ve düzenli beslenmeyi teşvik eden ifadelere bulunmak zorundadır. Çikolata, kek, bisküvi, meyve suları, enerji içeceklerinin reklamı Sağlık Bakanlığı'nın kararıyla yasaklanmıştır. Kahvatılık gevrekler, tuzlu krakerler, kola, limonata, meyveli yoğurt gibi ürünlerin belirli kriterlere uyulması halinde reklamı yapılabilmektedir. Yüksek kalorili ve zararlı içecek ve gıda kutularında çizgi film kahramanlarının kullanımının engellenmesine yönelik mevzuat bulunmaktadır.